bugün

kin

nasıl demlenir yürekte, ağır ateş üstünde.
bilmez gibisin, hayret.

nasıl bakıyorlar değil mi beslenen bu hisse? buruşturarak yüzlerini, dudak bükerek, kısarak gözlerini... hep bir kötülük yatar altında sanıyorlar, arıyorlar da üstelik bir sebep ama sen aldırma, onlar bihaber en alta çöreklenmiş olandan. aradıklarının, bulduklarının altında yattığından.

öfkeye fatura kesmek kolay, bir anda öfkelenip kinlenenden çekinme hem. inan senden benden kolay alışır onların gözleri, vurdukları dibin karanlığına. bir kibrit çakayım derken kendi eteklerini tutuştururlar en fazla.

kini besleyen, beslemesini bilen, farkında olan, tuhaf gelecek ama sahiplenen , öyle her zaman yakıp yıkacak diye bir kural da yok üstelik. sadece içinde buna yer açanların, hayatlarından çıkardıkları kişilerin üstüne
attıkları çizikler daha belirgin. daha keskin uçları var verdikleri kararların. sen çarpar köşeye değersen kazara, yanacaktır elbet canın, belirecektir teninin ardında, dışarıya akmak için baş gösteren iğne ucu büyüklüğündeki kan.

tüm sivrilikleri törpülemek ister gibisin, farkındayım.
canın acımaz sanarsın bir de sen şimdi.
soğutmak için öfkeyi, çabalarsın var gücünle.
soğudukça tükeneceğine inanırsın çünkü. yazık ki anlamazsın hala, öfke izini kaybettirdiğinde dahi kurulduğu yerde hareket dahi etmez yüzünü buruşturarak baktığın kin.

nasıl demlenir yürekte, ağır ateş üstünde.
bilmez gibisin, hayret.