bugün
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı16
- akrep burcu9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak13
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- anın görüntüsü15
- ülkeleri hükümetler değil kişiler kalkındırır8
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- patiswiss15
- akp seçmeni15
- ali erbaş19
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası13
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi10
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi17
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı8
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
1553 yılının Mayıs ayında emrindeki 60 kadar çektiri ve şebek tipi kadırga ile italyan sahillerini vurmaya çıkan Turgut Reis, Toskana sahillerinde neredeyse yağmalamadık kasaba bırakmamıştı. 16. yüzyılın en güçlü donanmalarından birine sahip olan Pisa'nın 30-40 kilometresindeki kasaba ve adaların Turgut Reis ve onun yetiştirdiği denizciler tarafından sık sık saldırıya uğraması, dünyanın en özgürlükçü kentlerinden birisinin doğmasına yol açtı! Bu kentin adı Livorno'ydu...
I. Ferdinand'ın "Toskana Grandükü" sıfatıyla duyurduğu "Leggi Livornine" (Livorno anayasası) ile Pisa kentinin liman kasabası Livorno "açık şehir" ilan edilir. Hangi ulustan olursa olsun, ister hakkında idam cezası çıkarılmış bir korsan ister bir hırsız olsun, hiçbir şekilde takibe uğramaksızın Livorno'ya yerleşebilecek, orada ticaret yapabilecek hatta dininin gereklerini yerine getirebilecekti. Bu kanunun iki istisnası vardır; sahte para imalatçıları ve katiller bu korumanın dışındadır.
Kanunun tam metni, eminim sizin de ilginizi çekecektir:
"Hepiniz, hangi ulustan olursanız olun, Doğulular, Batılılar, ispanyollar, Portekizliler, Yunanlar, Almanlar, italyanlar, Türkler, Berberiler, Ermeniler, Persler ve diğerleri [...] size temin ederiz ki [...] bu topraklarda tamamen özgür ve her türlü kovuşturmadan uzakta bir şekilde, bu topraklara gelmenize, kalmanıza, aileleriniz ile geçiş yapmanıza ve yaşamanıza, geriye dönme zorunluluğu olmaksızın oturmanıza, istediğiniz zaman dönerek Pisa kenti ve Livorno topraklarında yaşamanıza izin veriyoruz..."
Kanun kaçaklarının ve korsanların yakalanma korkusu olmaksızın ticaret yapıp gerekirse sığınabileceği bir "açık kent" ilan edilen Livorno, italyan Yarımadası'nın tek çok kültürlü yerleşim merkezine dönüştü. içinde Türk, ispanyol, Portekiz, Maronit, Flaman ve Musevi mahalleleri olan kent, çok kültürlü ve hatta "laik" diyebileceğimiz bir yönetime kavuştu. ilginçtir, Müslüman cemaati içinde özellikle Türklerin adı, Hz. Meryem'in büyük bir ikonasının şehrin sokaklarında dolaştırıldığı bayrama "Hz. Meryem bizim dinimizde de kutsaldır" diyerek katılmaları ile şehir kayıtlarına geçiyor. 1742 tarihli kent meclisi yıllığından, Türk bayramlarının da Livorno'da kutlandığını görüyoruz!
Katolik italyan Yarımadası'nın aksine, burası özgürlüklerin yeşerdiği, her türlü sanatçı ve aykırı tipin sığındığı bir liman kenti oldu. Sanayileşmenin başladığı 19. yüzyılda kentin liman ve tersaneleri etrafında yoğunlaşan ekonomisi, doğal olarak Livorno'nun anarşist ve komünist akımlardan ilk etkilenen bölgelerden birisi olmasını sağladı.
italya'nın "Kızıl Livorno"sunun doğuş hikâyesi böyle. Kentin böyle ilginç bir tarihçesi olunca, futbol takımı da anti-faşist bir karaktere sahip oluyor haliyle... St. Pauli'nin tribünlerini anlatmıştık, orada sallanan yapay penis ve korsan flamalarının yerini burada Filistin, Küba ve çeşitli komünist parti bayrakları alıyor . italyan Komünist Partisi'nin de (PCI) doğduğu bu kentte taraftarlar, oyuncuları coşturmak için Enternasyonal'i söyleyip, "Bandiera Rossa" (kızıl bayrak) ve "Ciao Bella" ile dans falan ediyorlar.
Livorno kentinin futbol takımı, iki yıl önce Irak'ın Nasıriye kentinde görev yapan italyan askerlerine yapılan bir intihar saldırısı sonrasında 34 italyan askerinin öldüğü günlerde gündeme damgasını vurmuştu. Ölen askerler için tüm italya'da maçlardan önce bir dakika saygı duruşu yapılırken, Livorno tribünleri "Nas-si-ria! Nas-si-ria!" diye tempo tutmuştu. Bunun italya'da nasıl tepki çektiğini, sanırım tahmin ediyorsunuzdur .
"Serie A"nın tribünleri en "kızıl" takımı" olan AS Livorno için Türkiye'de kurulmuş site ve forumlar bile var. Forum alanında Livorno'ya dair bazı temel bilgilerin ötesinde, yeni transferler ve güncel haberlere de ulaşılabiliyor. "Endüstriyel futbol"dan canı fena halde sıkılan, bir küçük nefes almak isteyen futbolseverlerin kurduğu güzel siteler bunlar...
Bu oluşumların samimiyetinden elbet şüphem yok ama o malum "altyapı-üstyapı" meselesi, burada da bir duvar gibi suratınıza çarpıyor.
"Toplumsal ve tarihi bir altyapısı" olmaksızın bu forumlar üzerinden Livorno'yu taklit etmeye çalışan üç büyük taraftarlarını, Şükrü Saraçoğlu'na "Fenerbah-Che" pankartlarını asanları ya da "Aslan Che-hresi/Kartal pen-Che-si" gibi sloganlarla Galatasaray ve Beşiktaş'ı sözümona kızıllaştırmaya çalışanları görmek, ne yalan söyleyeyim, bana "biraz komik" geliyor.
Üç büyüklerin tüm yıldızlarını toplasan, bir Livorno kaptanı Cristiano Lucarelli etmez... O değil miydi, astronomik transfer reklamlarını elinin tersiyle iterek, "Milyarlarınız sizde kalsın!" adlı muhteşem kitabı yazan?
http://www.kabus1914.org
I. Ferdinand'ın "Toskana Grandükü" sıfatıyla duyurduğu "Leggi Livornine" (Livorno anayasası) ile Pisa kentinin liman kasabası Livorno "açık şehir" ilan edilir. Hangi ulustan olursa olsun, ister hakkında idam cezası çıkarılmış bir korsan ister bir hırsız olsun, hiçbir şekilde takibe uğramaksızın Livorno'ya yerleşebilecek, orada ticaret yapabilecek hatta dininin gereklerini yerine getirebilecekti. Bu kanunun iki istisnası vardır; sahte para imalatçıları ve katiller bu korumanın dışındadır.
Kanunun tam metni, eminim sizin de ilginizi çekecektir:
"Hepiniz, hangi ulustan olursanız olun, Doğulular, Batılılar, ispanyollar, Portekizliler, Yunanlar, Almanlar, italyanlar, Türkler, Berberiler, Ermeniler, Persler ve diğerleri [...] size temin ederiz ki [...] bu topraklarda tamamen özgür ve her türlü kovuşturmadan uzakta bir şekilde, bu topraklara gelmenize, kalmanıza, aileleriniz ile geçiş yapmanıza ve yaşamanıza, geriye dönme zorunluluğu olmaksızın oturmanıza, istediğiniz zaman dönerek Pisa kenti ve Livorno topraklarında yaşamanıza izin veriyoruz..."
Kanun kaçaklarının ve korsanların yakalanma korkusu olmaksızın ticaret yapıp gerekirse sığınabileceği bir "açık kent" ilan edilen Livorno, italyan Yarımadası'nın tek çok kültürlü yerleşim merkezine dönüştü. içinde Türk, ispanyol, Portekiz, Maronit, Flaman ve Musevi mahalleleri olan kent, çok kültürlü ve hatta "laik" diyebileceğimiz bir yönetime kavuştu. ilginçtir, Müslüman cemaati içinde özellikle Türklerin adı, Hz. Meryem'in büyük bir ikonasının şehrin sokaklarında dolaştırıldığı bayrama "Hz. Meryem bizim dinimizde de kutsaldır" diyerek katılmaları ile şehir kayıtlarına geçiyor. 1742 tarihli kent meclisi yıllığından, Türk bayramlarının da Livorno'da kutlandığını görüyoruz!
Katolik italyan Yarımadası'nın aksine, burası özgürlüklerin yeşerdiği, her türlü sanatçı ve aykırı tipin sığındığı bir liman kenti oldu. Sanayileşmenin başladığı 19. yüzyılda kentin liman ve tersaneleri etrafında yoğunlaşan ekonomisi, doğal olarak Livorno'nun anarşist ve komünist akımlardan ilk etkilenen bölgelerden birisi olmasını sağladı.
italya'nın "Kızıl Livorno"sunun doğuş hikâyesi böyle. Kentin böyle ilginç bir tarihçesi olunca, futbol takımı da anti-faşist bir karaktere sahip oluyor haliyle... St. Pauli'nin tribünlerini anlatmıştık, orada sallanan yapay penis ve korsan flamalarının yerini burada Filistin, Küba ve çeşitli komünist parti bayrakları alıyor . italyan Komünist Partisi'nin de (PCI) doğduğu bu kentte taraftarlar, oyuncuları coşturmak için Enternasyonal'i söyleyip, "Bandiera Rossa" (kızıl bayrak) ve "Ciao Bella" ile dans falan ediyorlar.
Livorno kentinin futbol takımı, iki yıl önce Irak'ın Nasıriye kentinde görev yapan italyan askerlerine yapılan bir intihar saldırısı sonrasında 34 italyan askerinin öldüğü günlerde gündeme damgasını vurmuştu. Ölen askerler için tüm italya'da maçlardan önce bir dakika saygı duruşu yapılırken, Livorno tribünleri "Nas-si-ria! Nas-si-ria!" diye tempo tutmuştu. Bunun italya'da nasıl tepki çektiğini, sanırım tahmin ediyorsunuzdur .
"Serie A"nın tribünleri en "kızıl" takımı" olan AS Livorno için Türkiye'de kurulmuş site ve forumlar bile var. Forum alanında Livorno'ya dair bazı temel bilgilerin ötesinde, yeni transferler ve güncel haberlere de ulaşılabiliyor. "Endüstriyel futbol"dan canı fena halde sıkılan, bir küçük nefes almak isteyen futbolseverlerin kurduğu güzel siteler bunlar...
Bu oluşumların samimiyetinden elbet şüphem yok ama o malum "altyapı-üstyapı" meselesi, burada da bir duvar gibi suratınıza çarpıyor.
"Toplumsal ve tarihi bir altyapısı" olmaksızın bu forumlar üzerinden Livorno'yu taklit etmeye çalışan üç büyük taraftarlarını, Şükrü Saraçoğlu'na "Fenerbah-Che" pankartlarını asanları ya da "Aslan Che-hresi/Kartal pen-Che-si" gibi sloganlarla Galatasaray ve Beşiktaş'ı sözümona kızıllaştırmaya çalışanları görmek, ne yalan söyleyeyim, bana "biraz komik" geliyor.
Üç büyüklerin tüm yıldızlarını toplasan, bir Livorno kaptanı Cristiano Lucarelli etmez... O değil miydi, astronomik transfer reklamlarını elinin tersiyle iterek, "Milyarlarınız sizde kalsın!" adlı muhteşem kitabı yazan?
http://www.kabus1914.org
güncel Önemli Başlıklar