bugün

rosa luxemburg

polonya doğumlu yahudi asıllı filozof,siyasetçi,yazar. yaşadığı devirde özellikle yaklaşan savaşı görmüş ve hemen hemen her sosyal demokrat toplantılarında savaşın avrupa için yıkımdan başka birşey getirmeyeceğini dillendirmiştir. üniversite yıllarında inceleme olanağı bulduğu marx ve engels'dan yoğun bir şekilde etkilenmiş ve kendisini marx'ın temsilcisi olarak gören lenin'in asla gerçek bir sosyalist olamayacağını zira lenin'in misyonu'nun imparatorluk olduğunu dillendirip yoğun bir şekilde rus sosyalizmini eleştirmiştir. antimilitarist yapısı özellikle yaşadığı dönemin militarist yapısıyla çakışmış ve birçok defa hükümütler için tehlike olarak görülüp hapisle cezalandırılmıştır. yattığı her hapis kendisi için bir "kendini geliştirme imkanına" dönüşmüş hapis yattığı süre içerisinde sayısız kitap çevirisi yapmış ve sosyal demokrasi için yeni teoriler ortaya koymuştur. bir dönem alman sosyal demokrat partisi'ne girmiş ardından siyasi hayatını kurucusu olduğu alman komünist partisinde doruk noktasına ulaştırmıştır. görüşlerinde genel olarak militarizmi kapitalizme dayandırmış kapitalizmin yaşam alanı bulabilmesi için kapitalist olmayan sistemlere ihtiyaç duyduğunu ve kapitalizmin ancak bu şekilde var olacağını dolayısıyla temelsiz olduğu ve mutlaka bir gün kendi kendini yok edeceğini savunmuştur. militarizmle ilgili görüşleri dikkate değer olmakla beraber kapitalizm hakkındaki görüşleri pek dikkate değer değildir. zira kapitalizmle ilgili görüşleri marx'ın görüşlerinin yaşadığı dönem iktisatçılarınca yeniden yorumlanarak ortaya koyulan görüşleri içermekle beraber gelecekte olabilecek iddia ettiği ekonomik değişimlerin pek de gerçekleştiği iddia edilemez. ayrıca hapiste sevgilisine yazdığı aşk mektupları romantizmi sevenler için okunası değerdedir .

(bkz: sevgiliye mektuplar)

yaşadığı dönem incelendiğinde buram buram savaş rüzgarlarının estiği ve savaş hazırlıklarına girişen devletlerin militer yapılarını arttırdığı görülecektir. işte rosa'nın değeri burada ortaya çıkmaktadır. sayısız tehliklere ve tehditlere rağmen içinde bulunduğu dönemde "evde yemek pişirmek dışında" hiçbir misyon yüklenemeyen kadınları bir yana bırakıp kendisini yok olmak üzere olan ya da birilerince çarpıtılarak yansıtılan "sosyal demokrasi'nin" kurtarıcısı misyonuna sokmuş ve yazdığı sayısız makale ve tezlerde sosyal demokrasi için çıkış yolları aramıştır. * *