metrolardaki ters koltuklar

karşımdakiyle aynı pencereden görürüm içinden geçtiğim dünyayı. metro, ona sorsan ilerler bana sorsan sırtıma yapıştırılmış bir vakumla sanki beni geri çeker. o, ileriyi görür ben ise geride kalanları. hem belki onun gözden kaçırdığını ben farkederim. benim henüz göremediğimi ise o gözüne kestirir. o başını cama yaslar, ben gözümü yumduğumda midem bulanır.
karşımdakiyle aynı pencereden görüyor olsam da içinden geçtiğim dünyayı, onun öncesi benim sonram olur. onun gerisinde kalan benim göreceğimdir, benim berim ise onun gördüklerinden ibarettir.