bugün
- iğrenç bir his tarif et35
- özgür özel9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız19
- memesi küçük olmak18
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek16
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- icardi190526
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- anın görüntüsü14
- yazarların ruh hali10
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz38
- ahirette sorulacak ilk soru9
- bik bik bu sözlüğün divasıdır15
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi19
- sel felaketinin nedeni cehapedir14
- suriyeliler suriye'ye dönsün18
- kruvasan ile kahvaltı yapmak9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- fake hesabım için nick önerileri8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması17
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- ben bu davanın savcısıyım9
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- en yaşlı özelliğiniz13
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak8
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması15
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- tilki ailesi9
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar12
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- nazar değdi sözlük12
Sayın Binali Yıldırım, Pazar günkü AK Parti olağanüstü kongresinde, geçerli 1405 oyun tamamını alarak genel başkan seçildi.
Erdoğan ve AK Parti muhalifleri bu durumu, “Tayyip’in kongresi, delege değil kuzu bunlar, al sana demokrasi...” diyerek alaya alıyor, işi hakarete kadar vardırıyorlar.
Gerçekten izaha muhtaç bir durum var. Seçim kazanmış iktidar partisinde başbakan, “kendi arzum değil, zaruretten” diyerek dramatik şekilde koltuğunu bırakıyor.
Az sayıda da olsa, delegelerde hissi tek bir tepki neden yok?
Evet, AK Parti delegeleri, istisnasız neden Sayın Erdoğan’a böylesine bağlılar? Onun attığı adımları neden fire vermeden onaylıyor?
Erdoğan’ın hasımları ve AK Parti muhalifleri buna “biat” diyor. Velev ki “biat” ama neden görülmemiş bir sadakatle biat ediyorlar?
Öncelikle şunu söyleyeyim. Başta F. Gülen olmak üzere vesayet çevrelerini, onların işadamlarını, medyasını, yazarlarını, akademisyenlerini, politikacılarını kör eden bir Erdoğan düşmanlığı var.
Bu düşmanlık, bilhassa Gülenistlerde bir kin ve nefrete bürünmüş halde. Öyle ki, F. Gülen, daha 5 sene önce Cemaatini yüzde 70-80 oranında destekleyen halka artık “sürü” demeye başladı.
Birkaç gün önce Pensilvanya’da yaptığı konuşmada “Tiran’ları Tiran, Nemrut’ları Nemrut yapan alttakilerin sürü haline gelmesidir. Bütün Tiranlar halkın değerlerine saygı gösteriyor gibi yaparlar. En önde saf tutarlar. Camiye gelirler...”
Erdoğan düşmanlığı ile gözleri kör olanların, dimağları dumura uğrayanların ve vicdanları kararanların, AK Parti delegesinin iradesini anlamaları mümkün değildir.
Evet, nedir bu Erdoğan sevgisi, bağlılığı ve sahiplenme?
Birincisi Erdoğan’ın şahsı ile ilgilidir. Sevip sevmeme önemli değil, bu insanda bir liderlik karizması var. Hitabetiyle, siyasete en alt basamaklardan gelip kendisini ispatlamasıyla, icraatlarıyla, bilhassa Gezi olayları,
17/25 Aralık darbe teşebbüsü ve 7 Haziran-1 Kasım sürecindeki liderliği ile AK Parti tabanı, fırtınalı sularda test ettikleri liderlerine sonuna kadar güveniyorlar. CHP tabanı, MHP tabanı öyle değil diye AK Parti tabanı niye küçümseniyor?
AK Partililer “Biz liderimizi bulduk, sonuna kadar ona sahip çıkacağız” diyorsa, bu duruş neden demokratik bir anlayış görmüyor, buna saygı duyulmuyor? Hani vicdan hürriyeti, fikir ve kanat hürriyeti?
ikincisi, yıllardır hasretini çektiğimiz kutlu yürüyüşün büyüyerek devam etmesi arzusudur. Bu ülkede manevi değerleri önemseyen ve islam’ı yaşama adına gelecek endişesi taşıyan büyük kitle, özledikleri lidere ve hükümete kavuştuklarına inanıyorlar.
“Kendi değerlerimize bağlı kalarak da ayağa kalkabiliriz. Batı’nın ilmini teknolojisini alalım ama bizim yüksek insanî hasletlerimiz, bir millet kardeşliğimiz var. AK Parti iktidarı ve Erdoğan’ın liderliği ile tarihi bir fırsat yakaladık. Biz bugünlerin hasreti içindeydik
Çok şükür bugünleri de gördük. Aman bu yürüyüş sekteye uğramasın. Aman yakalanan bu fırsat heder olmasın. Şahıslara, kimin başbakan, bakan olduğuna takılmayalım...” diye düşünüyorlar. “Bu kutlu yürüyüşte Erdoğan bize lazım, Türkiye’ye lazım...” diyorlar.
Hele terör saldırıları ile Türkiye’ye boyun eğdirmeye çalışanların Erdoğan’a baskılarını, yüklenmelerini ve içerdeki şer ittifakının direnmesini gördükçe... Hele küresel güç odaklarına taşeronluk yapanın Pensilvanya’dan kin ve nefret saçmasına ve Washington’dan,
Brüksel’den artan yedi düvel saldırılarına içerledikçe, Erdoğan’a daha da sahipleniyorlar.
Büyük ve güçlü Türkiye’nin hasretini çekmeyenler, Erdoğan bağlılığını anlayamazlar...
hüseyin gülerce,star
26 mayıs 2016
Erdoğan ve AK Parti muhalifleri bu durumu, “Tayyip’in kongresi, delege değil kuzu bunlar, al sana demokrasi...” diyerek alaya alıyor, işi hakarete kadar vardırıyorlar.
Gerçekten izaha muhtaç bir durum var. Seçim kazanmış iktidar partisinde başbakan, “kendi arzum değil, zaruretten” diyerek dramatik şekilde koltuğunu bırakıyor.
Az sayıda da olsa, delegelerde hissi tek bir tepki neden yok?
Evet, AK Parti delegeleri, istisnasız neden Sayın Erdoğan’a böylesine bağlılar? Onun attığı adımları neden fire vermeden onaylıyor?
Erdoğan’ın hasımları ve AK Parti muhalifleri buna “biat” diyor. Velev ki “biat” ama neden görülmemiş bir sadakatle biat ediyorlar?
Öncelikle şunu söyleyeyim. Başta F. Gülen olmak üzere vesayet çevrelerini, onların işadamlarını, medyasını, yazarlarını, akademisyenlerini, politikacılarını kör eden bir Erdoğan düşmanlığı var.
Bu düşmanlık, bilhassa Gülenistlerde bir kin ve nefrete bürünmüş halde. Öyle ki, F. Gülen, daha 5 sene önce Cemaatini yüzde 70-80 oranında destekleyen halka artık “sürü” demeye başladı.
Birkaç gün önce Pensilvanya’da yaptığı konuşmada “Tiran’ları Tiran, Nemrut’ları Nemrut yapan alttakilerin sürü haline gelmesidir. Bütün Tiranlar halkın değerlerine saygı gösteriyor gibi yaparlar. En önde saf tutarlar. Camiye gelirler...”
Erdoğan düşmanlığı ile gözleri kör olanların, dimağları dumura uğrayanların ve vicdanları kararanların, AK Parti delegesinin iradesini anlamaları mümkün değildir.
Evet, nedir bu Erdoğan sevgisi, bağlılığı ve sahiplenme?
Birincisi Erdoğan’ın şahsı ile ilgilidir. Sevip sevmeme önemli değil, bu insanda bir liderlik karizması var. Hitabetiyle, siyasete en alt basamaklardan gelip kendisini ispatlamasıyla, icraatlarıyla, bilhassa Gezi olayları,
17/25 Aralık darbe teşebbüsü ve 7 Haziran-1 Kasım sürecindeki liderliği ile AK Parti tabanı, fırtınalı sularda test ettikleri liderlerine sonuna kadar güveniyorlar. CHP tabanı, MHP tabanı öyle değil diye AK Parti tabanı niye küçümseniyor?
AK Partililer “Biz liderimizi bulduk, sonuna kadar ona sahip çıkacağız” diyorsa, bu duruş neden demokratik bir anlayış görmüyor, buna saygı duyulmuyor? Hani vicdan hürriyeti, fikir ve kanat hürriyeti?
ikincisi, yıllardır hasretini çektiğimiz kutlu yürüyüşün büyüyerek devam etmesi arzusudur. Bu ülkede manevi değerleri önemseyen ve islam’ı yaşama adına gelecek endişesi taşıyan büyük kitle, özledikleri lidere ve hükümete kavuştuklarına inanıyorlar.
“Kendi değerlerimize bağlı kalarak da ayağa kalkabiliriz. Batı’nın ilmini teknolojisini alalım ama bizim yüksek insanî hasletlerimiz, bir millet kardeşliğimiz var. AK Parti iktidarı ve Erdoğan’ın liderliği ile tarihi bir fırsat yakaladık. Biz bugünlerin hasreti içindeydik
Çok şükür bugünleri de gördük. Aman bu yürüyüş sekteye uğramasın. Aman yakalanan bu fırsat heder olmasın. Şahıslara, kimin başbakan, bakan olduğuna takılmayalım...” diye düşünüyorlar. “Bu kutlu yürüyüşte Erdoğan bize lazım, Türkiye’ye lazım...” diyorlar.
Hele terör saldırıları ile Türkiye’ye boyun eğdirmeye çalışanların Erdoğan’a baskılarını, yüklenmelerini ve içerdeki şer ittifakının direnmesini gördükçe... Hele küresel güç odaklarına taşeronluk yapanın Pensilvanya’dan kin ve nefret saçmasına ve Washington’dan,
Brüksel’den artan yedi düvel saldırılarına içerledikçe, Erdoğan’a daha da sahipleniyorlar.
Büyük ve güçlü Türkiye’nin hasretini çekmeyenler, Erdoğan bağlılığını anlayamazlar...
hüseyin gülerce,star
26 mayıs 2016
güncel Önemli Başlıklar