bugün
- anın görüntüsü20
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz17
- travestilerin genelde kürt olması12
- alex de souza8
- arkadaşlar bu alınır mı10
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karıya kıza doymuş erkek12
- sık sık aldığınız iltifatlar16
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190523
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- maca sekiz11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı14
- nervio12
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin16
- ona bir şey söyle10
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- en obez özelliğiniz11
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
Evliliğinin Bittiğini Düşünenlere, Yeni Evlilere ve Bekârlara (Muhteşemm) bir hikaye.
Kocam bir mühendisti.
Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim.
Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi
nasıl da ısıtırdı…
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra
bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı.
Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık
beni huzursuz ediyordu.
iş ilişkiye gelince oldukça içli hattâ aşırı hassas
bir kadınım.
Romantik anlara küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü
gibi can atıyorum.
Oysa kocamın sakinliği başka bir deyişle vurdum
duymazlığı evliliğimize romantizm katmaması beni
aşktan almış uzaklaştırmıştı.
Sonunda kararımı ona da açıkladım:
Boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak
‘niye?’ diye sordu.
‘Gerçekten belli bir sebebi yok’ dedim ’sadece yoruldum.’
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu.
Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan
başka bir işe yaramıyordu: işte sıkıntısını dışarı
vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim.
Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu:
‘Seni caydırmak için ne yapabilirim?‘
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı
asla değiştirilemiyordu.
Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.
‘işte mesele tam da bu’ dedim.
‘Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen
kararımdan vazgeçebilirim.
’ ‘Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir
çiçek var.
O çiçeği benim için koparmak düşüp vücudunun bütün
kemiklerinin kırılmasına hattâ ölümüne mâl’olacak.
Bunu benim için yapar mısın?’
Yüzümü dikkatle inceledi ve
‘Sana bunun cevabını yarın vereceğim’ dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu.
Boş bir süt şişesini mutfak masasının altında içinde bir mektup;
‘Sevgilim’ diye başlıyordu
‘O çiçeği senin için koparmazdım’ Kalbim yine kırılmıştı.
Okumaya devam ettim.
‘Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını
üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde
ağladığında onu tekrar düzeltebilmem için ellerime
ihtiyacım var.’
‘Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden
senden önce eve varabilmem üzere koşmam
gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.
‘Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep
yolu kaybettiğinden yolu gösterebilmem için
gözlerime ihtiyacım var.
’‘Sâdık arkadaşının her ayki ziyaretinde sebep
olduğu karnındaki krampları rahatlatabilmem
için avuçlarıma ihtiyacım var.’
‘Evde oturmayı sevdiğinden içe kapanıklığını dağıtmak
can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar
yapabilmem
hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.’
‘Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan
gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan
yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem
saçlarında -görülmesini istemediğin-
beyaz telleri ayıklayabilmem
merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem
çiçeklerin renginin – gençliğinde senin yüzünün rengi
gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.
’‘Ama seni benden daha fazla seven biri varsa
evet o uçuruma gidip o çiçeği senin için koparırım
bir tanem.’
Baktım mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
‘Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften
kapıyı aç canım.
Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.’ Koşarak kapıyı açtım.
Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı
ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyi biliyordum:
beni ondan daha çok kimse sevemezdi.
O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim..
Bu gerçek aşktı. http://www.forumlordum.ne...likle-ilgili-yazilar.html
Kocam bir mühendisti.
Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim.
Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi
nasıl da ısıtırdı…
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra
bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı.
Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık
beni huzursuz ediyordu.
iş ilişkiye gelince oldukça içli hattâ aşırı hassas
bir kadınım.
Romantik anlara küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü
gibi can atıyorum.
Oysa kocamın sakinliği başka bir deyişle vurdum
duymazlığı evliliğimize romantizm katmaması beni
aşktan almış uzaklaştırmıştı.
Sonunda kararımı ona da açıkladım:
Boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak
‘niye?’ diye sordu.
‘Gerçekten belli bir sebebi yok’ dedim ’sadece yoruldum.’
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu.
Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan
başka bir işe yaramıyordu: işte sıkıntısını dışarı
vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim.
Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu:
‘Seni caydırmak için ne yapabilirim?‘
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı
asla değiştirilemiyordu.
Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.
‘işte mesele tam da bu’ dedim.
‘Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen
kararımdan vazgeçebilirim.
’ ‘Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir
çiçek var.
O çiçeği benim için koparmak düşüp vücudunun bütün
kemiklerinin kırılmasına hattâ ölümüne mâl’olacak.
Bunu benim için yapar mısın?’
Yüzümü dikkatle inceledi ve
‘Sana bunun cevabını yarın vereceğim’ dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu.
Boş bir süt şişesini mutfak masasının altında içinde bir mektup;
‘Sevgilim’ diye başlıyordu
‘O çiçeği senin için koparmazdım’ Kalbim yine kırılmıştı.
Okumaya devam ettim.
‘Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını
üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde
ağladığında onu tekrar düzeltebilmem için ellerime
ihtiyacım var.’
‘Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden
senden önce eve varabilmem üzere koşmam
gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.
‘Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep
yolu kaybettiğinden yolu gösterebilmem için
gözlerime ihtiyacım var.
’‘Sâdık arkadaşının her ayki ziyaretinde sebep
olduğu karnındaki krampları rahatlatabilmem
için avuçlarıma ihtiyacım var.’
‘Evde oturmayı sevdiğinden içe kapanıklığını dağıtmak
can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar
yapabilmem
hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.’
‘Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan
gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan
yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem
saçlarında -görülmesini istemediğin-
beyaz telleri ayıklayabilmem
merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem
çiçeklerin renginin – gençliğinde senin yüzünün rengi
gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.
’‘Ama seni benden daha fazla seven biri varsa
evet o uçuruma gidip o çiçeği senin için koparırım
bir tanem.’
Baktım mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
‘Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften
kapıyı aç canım.
Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.’ Koşarak kapıyı açtım.
Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı
ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyi biliyordum:
beni ondan daha çok kimse sevemezdi.
O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim..
Bu gerçek aşktı. http://www.forumlordum.ne...likle-ilgili-yazilar.html
güncel Önemli Başlıklar