bugün

yaşlanma göstergesi olarak yeni berber çırağı

dipnot: yaslanma değil lan, yaşlanma. için çürümüş senin.(tersten bakınca burası dip oluyö)

15 senedir aynı berbere giderim ve bilirim ki benim gibi çoğu erkeğin de aynı berbere gitmek takıntısı vardır. neden çünkü adam saçını tanır, nasıl istediğini bilir, herifle edeceğin muhabbet bellidir, hatta herifin yandan yandan değdirmesine bile alışmışsındır, özlersin. başka berbere gitsen, dönersin yine kendi berberine, gözlerine bakarak bir şarkı mırıldanırsın:

"dün gece hiç tanımadığım bi berbere,
sırf beş milyon diye, usulca sokulup 'saç sakal' dedim.
tanıdık bir makas aradım, kınalı ellerinde dün.
koluma değdirdi, baldırıma.. ama seniiin.. gibii.. değil.."

falan diye..

malum, bir de çırağı var bu herifin. tıfıl oğlan. her gittiğinde orada salak salak dolanıp, "abi çay, kahve, ne içersin?" deyu soracağını bilirsin. oradaki alet edevat gibi bişey olmuş artık. makas, tarak, ustura, muzlu şampuan, çırak...

saçımı kestirmeye gittiğimde bu oğlan yine oradaydı, benim berber yoktu, oturdum, bekliyorum. gözüm başka bir tıfıla takıldı, havluları katlıyor, yerleri süpürüyor falan. lan? yeni çırak? ühü? kalfa olmuş lan öteki velet..

saçım kesilirken işi öğrenmek için burnunu suratıma dayayan emrah.. hey gidinin emrah.. berber koltuğunu bana doğru çevirdi:

- buyur abi.
- (kafamda 'ulan bu pezevenk bizim saçları saksağana çevirir şerefsizim' düşünceleri) yok ben saksağanı beklicem..
- nasıl abi?
- şey, ıaeee, hamdi abi'yi beklicem ben.
- hamdi bey'in işi var, bugün gelmeyecek abi.
- hassiktir.. eee, şöyle bi toparla o zaman saçı, fazla kısaltma..

bebe barnağını gözüme soka soka, makası kulağıma saplaya çıkara dıraş etti. yumruk bile attı lan kafama. usturayla boğazımı kesmeden önceki gözdağı mı lan bunlar deyu düşünmeden edemedim be.

niye hüzün peki? yaşlanıyorsun ulan..