bugün

armut

şu anda elimde sıkıca kavradığım, yeşil renkte olan, yeryüzündeki eşsiz lezzetleriden biri, armut ağacının güzide meyvesi. nasılda çıkarsın o küçücük çekirdeğin içinden, toprakta nasıl hayat bulursun, sana kim su verdi bilmek isterim. bir ısırık alayım senden. (...) "umm çok da lezzetliymiş." içi hafif pütürlü olur. şekli armutu(!) andır. nasıl da yenir bu güzel meyve. bır ısırk daha sonra bir ısırık daha...

ekmek istiyorum çekirdeklerini toprağa, çocukların olsun istiyorum aynı senin gibi, armut gibi. sulamak istiyorum hergün toprağını koklamak istiyorum. sevgimi de garnitür yapmak istiyorum sofrana. elma'yı soruyorum ona. "tanımam" diyor. "kankan olduğunu söylüyorlar" diyorum başını öne eğiyor, hüzünleniyor. ses çıkarmıyorum. ama bilsin istiyorum ona ne kadar değer verdiğimi. dertlerini öğrenmek istiyorum. arkadaşlarını tanımak istiyorum.
her yediğim armut ayrı bir dünyası var. her yediğim armut sanki ruhumda eriyen sıcak bir kar tanesi. hayallerini bir bir soğurmak istiyorum..

dün sol yanı çürümüş bir armut gördüm dolapta. anneme sordum, "haberim yok" dedi. nasıl da kahverengiye dönmüştü sol yanın.. sanki başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. birden geçen yıl ağaçtan koparıp yediğim o yaşlı armut geldi aklıma. eğer koparmasaydım, eğer o yükseklikten yere düşseydi o'da.

son ısırıklarımı alıyorum senden armut, dur bir saniye. sana bir isim buldum; kamuran. evet kamuran.. sende bittin sonunda. çekirdeklerini çıkarmak istiyorum..