bugün

etuuu

ben ki bu küçük sanal toplumunun iç sesiyim. söylemeye korktuğunuz şeylerin sözcüsüyüm, bir avuç akıllının yere göğe sığdıramadığı, bir ordu cahilin balçıkla sıvayamadığı güneşinizim.

isanızım ben sizin; yalnızca doğruyu ve doğru yolu gösteriyorum, hep öyle yapmadım mı? ama her defasında çarmıh gösterdiniz bana, çivilemeye çalıştınız fikirlerimi, küçük gördünüz, aşağıladınız ama içten içe hep sevmediniz mi beni? anlamsız ifadelerle birbirinizin yüzüne bakarken, konuşma baloncuklarınızı ben doldurdum, çünkü o baloncukları dolduracak cesaretiniz yoktu. ve ben olmasaydım yine, sessiz karikatürlerin birer kahramanı olurdunuz...

meraklı gözleri kız kardeşlerinin arkasında yüzlerce ağabeyin ve kuşkucu gözleriyle hala minik bir çocuk olarak gördükleri kızlarının ardından bakan dertli babaların elinden tutmadım mı? yol göstermedim mi?

ömrünü bir tabu yolunda taptığı putun önünde diz çökerek geçiren ve bir yolunu bulsa önüne gelen her şeyi yıkmaya muktedir karanlık grupların oyuncağı yüzlerce kemaliste, sırf siz korkuyorsunuz diye ben çıkıp da "durun" demedim mi?

içten içe sinir olduğunuz ve sırf modern toplumun kirli ayaklarına sarılmak uğruna dinini satan, gözlerini üzerinize dikmiş size kan kusan ve kendi dininizi size aşağılayan ateistlere iki çift laf etmedim mi?

söyledim diye mi suçluyum;
söyleyin, hangi cümleme hayırla başlamadım?
söyledim diye çok mutluyum;
söyleyin, hanginiz şeytandı da ben taşlamadım...