bugün

anadolu çomarı

kendini entel, elit sanan versiyonları uludağ sözlükte gırla. sadece öğretmen maaşıyla alakalı başlıklara bakmak bile sayılarını anlamak için yeterli bunların.

öğretmen maaşını eleştirir, yaz tatillerinde haksız maaş aldıklarını her fırsatta "atom parçalamayı mümkün kılmış" bir edayla anlatırken, tek işi -cuma günleri hariç- bomboş olan camilerde ezan okumak olan imamlara seslerini çıkarmazlar.
aynı çomarlar, kaçak saray için, milyonluk makam araçları için;

"devletimizin ne kadar güçlü, ne kadar büyük olduğunu bütün dünya anlamış oluyor bu sayede" diyor ama bütün büyük devletlerin; gücün ve gelişmişliğin temeline insan haklarını, demokrasiyi koyduklarını görmüyorlar. tabi bu çomarlar yüzlerini batıya dönmek yerine, götlerini orta doğuya, arap yarımadasına çevirdikleri için, gelişmişlikten anladıkları o. din kardeşi oldukları araplar da, altın kaplama klozetlerde sıçıp, gümüş kaplamalı arabalarla geziyorlar. kabe manzaralı otellerin kral dairelerinde 14-15 yaşındaki kızlara tecavüz etmek onların için gelişmişlik düzeyi, güç göstergesi.

bu çomarlar, 'ağğh parti eğitimi parasız yağğhtı' derler. "yahu ne parasızı, ikinci öğretim ücretleri hala ebesinin nikahı kadar, örgün eğitimde de hala alınıyor, ufak bir indirim var sadece' dediğimiz ise, 'ee eskiden daha mı eyiydi. en azından indirimli' derler. parasız eğitim istiyoruz dedikleri için hala tutuklu olan 10'larca öğrenciden de habersiz üstelik.

özetle, sayıları azımsanmayacak kadar fazla bunların. bunlar umudun düşmanı, dilimin düşmanı, insanın, kadının, doğanın, kuşun, böceğin düşmanı. bunlar cehaletin savunucuları.

akdeniz açıklarında, çocuğunu boğulmasın diye suyun üstünde tutmaya çalışan suriye'li kadının başını photoshopla kapatmak bunlar için daha önemli, o kadının yaşadığı dramdan. görsel

bunlar içimizde, kemiriyorlar beynimizi. bu kraldan çok kralcı çomarların nesli tükendiğinde, bu topraklara bahar gelecek. toprak kokusunu duyacağız en nihayetinde...