bugün

kahvehaneden insan manzaralari

yaşar nuri güntekin romanı. nehehe.

her şehrin, her semtin, her kasabanın kahvehane kadrosu aynıdır, isimler farklı, cisimler birdir. şimdi gelin, o insanlarla olalım, karışalım aralarına ve koklayalım anadolu'yu.(bu toprağın sesi/gezelim görelim tadında yazmak, oh henry, yazmak...)

-kahvehane sahibi-: köşede bir masası vardır. masanın üzerinde bir telefon, bir ajanda ve bir küllük olmak suretiyle. ya eski kabadayıdır ya da halihazırda mafyayla mutlaka bir bağlantısı vardır. arada bir misafirleri gelir ve hiç konuşmaz. yüzünde mütemadiyen gergin bir ifade vardır. para üstünü yanlış verdi mi söyleyemen.

-çaycı-: omzunda bezi, yelekli, oduncu gömlekli, gençten sayılabilecek, kirli bi heriftir. "tüm bardaklar dolsuuun!" hut da "çaylaaaaaaaarrr!" yahut da "davşan kanıııı beeeh!" falan deyu bağırmaz, o bizim entelijansiyanın fantezilerinde yaşattığı bi modeldir. tüm gün ettiği laf, "ne verelim abi?" ve "hemen abi"den ibarettir.

- nassın hüsnü?
- ne verelim abi?
- allah belanı versin.
- hemen abi.

-emekli öğretmen-: ilkokul öğretmenliğinden emeklidir. sosyal demokrattır. karaoğlancıdır(oğlancıdır derken, ecevitçi demek istedim ben). arada vatan kurtarır. lakabı 'hoca'dır. memuriyet hayatından tiksinmiştir, ara ara şöyle bir şiir okur:

"hiç güvercin eder mi atmacalarla yarış?
gezdim dolaştım da dünyayı karış karış.
ne derlerse 'hmm' de, salla başınııı..
dilini dut, ses etme, zıkkımlan maaşınııı.. hehhheöhhööheh."

-zengin ve keriz-: babasından tarla, ev, plaza, uzay mekiği falan kalmıştır, belli bi işi yoktur, ama kirayla geçinir, takım elbiselidir her daim. sürekli ütülür ve parasını yerler bunun. hiç konuşmaz, parasını öder ve gider. adı metin'dir. soyadı milli'dir.

-ortayaş üstü çakal çift-: bu ikili "zengin ve keriz" karakterini paso üten tiplerdir. oyun esnasında paso paslaşırlar. ikisinin de saçları taralı ve bıyıklıdır. yüzlerinden sinsi bi sırıtış ve ağızlarından zeka yüklü iğnelemeler eksik olmaz. karılarından felaket tırsarlar, ama ayda bir kerhaneye mutlaka uğrarlar. gittikleri karı da, balıketli ya da toplu falan değil, baya baya şişmandır, öyle severler. ssk'da memurdur bi de ikisi de, dairede bile kağıt oynuyorlar şerefsizim.

-sobanın yanına ilişen dede-: siyahtır bu amca. simsiyahtır. bütün gün sobanın yanında oturur maltepe'sini içer, kasketlidir, arada bi çaycı buna su getirir ama, şişe su değildir, çeşmeden bardakla doldurup getirir, bu da döke döke içer o suyu. kulakları duymaz ve bu dezavantajından tabii ki maksimum faydayı ortayaş üstü çakal çift sağlar, heriflere yeter ki muhabbet olsun;

çakal1: şşş nöri emmii, seni gelinin çağırıyormuş, altını sileceemiş hehehe, taharetliyeceğmiş la senii! hehehe..
dede:ha? he? hehheh(anlamıyo ki)
çakal2: heheheh. dişi de yoh la hele şuğa bak hele.. hehehe.
çakal1: hehehehe.
k9: hav hav.

off amca siyahsın. evine git.(herif öldükten sonra yakacaklar sobada)

-gençler-: üniversiteyi kazanamamış ve bi baltaya sap olamamış, evden kavga gürültü çıkan, arabesk oğlanlar.

-yancı-: her masaya bir adet düşer. esprilere dahil olmaya çalışır, lafı kesilir, kendinden yaşça ufak herifler(ortayaş üstü çakal çift) kafasına şaplak falan atar, ses edemez. yedi farklı işten kovulmuştur. delidir(cidden).

-ben-: ben de kırmızı çizgili çay tabağıyım. her yerdeyim ulan? sinsiyim.

dipnot: yalnız orta yaş üstü çakal çiftten ben nefret ettim olum, ne pis, şettor adam lan bunlar?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar