bugün
- eve çağıran erko24
- sari renkli seker12
- bimde çalışanda akıl var mı17
- metin arolat46
- jose mourinho19
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı113
- fenerbahçe taraftarı31
- victor osimhen8
- anın görüntüsü28
- ismail kartal9
- the crying one9
- mert hakan yandaş10
- okan buruk19
- fenerbahçe nasıl kurtulur10
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı12
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı12
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- sudekiray13
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı13
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
her ne kadar bir yaratıcının varlığına inanmayan kişinin sorusu gibi görünse de mantıklı bir soru.
fazla detaya inmeden kısım kısım konuyu izah etmekte yarar var. tüm bu izahı rabbim olan allah'ın ayetleri ile delillendirerek açıklayalım;
insan, fıtratı gereği hata yapmaya ve yaptığı hatadan ders çıkarmaya (bkz: tecrübe) (bkz: tövbe) meyilli bir varlık olarak yaratılmıştır. aynı zamanda (bkz: inkar) etmeye de meyillidir. her insan dünya hayatının sonlanmasından, yaşlanmaktan, hastalanmaktan ve sonuç itibariyle ölmekten korkar. insanların ekseriyyeti "ölmekten korkar" bu durum herkes için geçerlidir. dozajı farklıdır evet, dünya hayatında çok zengin olan, bir insanın ölümden korkmasıyla, hiç bir varlığı olmayan, fakir ve sefil bir insanın ölümden korkma düzeyi aynı değildir. biri elindeki mal ve varlığın tadına varamadan ölüp gideceğinden korkarken, fakir olan zaten elinde bir şey olmadığı için kendi sefil hayatından kurtulmak isteyebilir. aynı zamanda bu dünya hayatında yaşadığı sıkıntılar nedeni ile kendi hayatını kendi elleriyle sonlandıranlarda vardır. bu demek oluyor ki, insanları korkutan sebepler görecelidir.
diğer yandan müslüman, gerçek anlamda "mümin" olan bir insan, allah'ın emir ve yasaklarını yerine getirmeye çalışan insandır, "Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir!" (vakia/27)
rabbi olan allah'ın; dünya hayatının geçici olmasından, her canlının bir gün ölümü tadacak olmasından dolayı, rabbinin hangi durumda ne vaad ettiğini bilmektedir. mümin bir insanın ölümden değil, rabbinin huzuruna hatalı bir şekilde çıkmaktan korkmasıdır gerçek korkusu. çünkü mümin bir insan şunu bilir ki; öldükten sonra tekrardan dünya hayatında kendisine bir şans daha verilip dünya'ya gönderilmeyecek, bu dünya hayatı tek bir yaşam şansı ile sonlanacaktır. dolayısı ile bu şansı allah'ın emir ve yasaklarına sağır kesilip anlamadan, ilgilenmeden geçirmek istemez. bu hayiyle de kendisini neyin beklediğini bilir. korkusu ölmek değil! rabbinin istediği mümin profiline göre bir hayat yaşayamamaktır.
rahman olan allah bize ahiret hayatı manzaralarından örmekler verir. insanlar kendilerini ne tür bir atmosferin beklediğini daha henüz o ortama ulaşmadan bilirler. insanların hesaba çekildiği bir atmosferden bahseder allah ve şöyle der;
"Bütün insanları kendi önderleriyle birlikte çağıracağımız günü hatırla. (O gün) her kime kitabı sağından verilirse işte onlar kitaplarını okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar." (isra71)
"işte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: "Gelin, kitabımı okuyun!" (hakka/19)
"Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum." (hakka/20)
islam dinini insanlığa melik olan allah'ın izniyle duyurmuş bir peygamber bakın ne diyor;
"De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyuyorum. Ben, sadece açık bir uyarıcıyım" (ahkaf/9)
ne diyor? ben rabbimin bana vahyettiğine uyuyorum, peygamber, elçi olduğum halde bende bana ne olacağını bilmiyor, rahim olan allah'ın affına sığınıyorum. işte olay bu dur.
diğer yandan bu başlık içinde serzenişte bulunan ve aynı düşünceye sahip olanlara şunu sormak gerekir;
cennet yok ise, neden müslümanlardan daha fazla ölmekten ve hatta cehennemden bu kadar çok kaygılanıyorsunuz? kaygılanıyorsunuz çünkü kendi düşündüklerinizin aslında doğru olmadığını vicdanınız içeriden size megafonla haykırıyor bu gerçeği.
sadece rabbinizden korkun, sadece rabbinden korkan hiç bir şeyden korkmaz! allah'ın ip'ine sarılan, tutunan asla bedbaht olmayacaktır.
fazla detaya inmeden kısım kısım konuyu izah etmekte yarar var. tüm bu izahı rabbim olan allah'ın ayetleri ile delillendirerek açıklayalım;
insan, fıtratı gereği hata yapmaya ve yaptığı hatadan ders çıkarmaya (bkz: tecrübe) (bkz: tövbe) meyilli bir varlık olarak yaratılmıştır. aynı zamanda (bkz: inkar) etmeye de meyillidir. her insan dünya hayatının sonlanmasından, yaşlanmaktan, hastalanmaktan ve sonuç itibariyle ölmekten korkar. insanların ekseriyyeti "ölmekten korkar" bu durum herkes için geçerlidir. dozajı farklıdır evet, dünya hayatında çok zengin olan, bir insanın ölümden korkmasıyla, hiç bir varlığı olmayan, fakir ve sefil bir insanın ölümden korkma düzeyi aynı değildir. biri elindeki mal ve varlığın tadına varamadan ölüp gideceğinden korkarken, fakir olan zaten elinde bir şey olmadığı için kendi sefil hayatından kurtulmak isteyebilir. aynı zamanda bu dünya hayatında yaşadığı sıkıntılar nedeni ile kendi hayatını kendi elleriyle sonlandıranlarda vardır. bu demek oluyor ki, insanları korkutan sebepler görecelidir.
diğer yandan müslüman, gerçek anlamda "mümin" olan bir insan, allah'ın emir ve yasaklarını yerine getirmeye çalışan insandır, "Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir!" (vakia/27)
rabbi olan allah'ın; dünya hayatının geçici olmasından, her canlının bir gün ölümü tadacak olmasından dolayı, rabbinin hangi durumda ne vaad ettiğini bilmektedir. mümin bir insanın ölümden değil, rabbinin huzuruna hatalı bir şekilde çıkmaktan korkmasıdır gerçek korkusu. çünkü mümin bir insan şunu bilir ki; öldükten sonra tekrardan dünya hayatında kendisine bir şans daha verilip dünya'ya gönderilmeyecek, bu dünya hayatı tek bir yaşam şansı ile sonlanacaktır. dolayısı ile bu şansı allah'ın emir ve yasaklarına sağır kesilip anlamadan, ilgilenmeden geçirmek istemez. bu hayiyle de kendisini neyin beklediğini bilir. korkusu ölmek değil! rabbinin istediği mümin profiline göre bir hayat yaşayamamaktır.
rahman olan allah bize ahiret hayatı manzaralarından örmekler verir. insanlar kendilerini ne tür bir atmosferin beklediğini daha henüz o ortama ulaşmadan bilirler. insanların hesaba çekildiği bir atmosferden bahseder allah ve şöyle der;
"Bütün insanları kendi önderleriyle birlikte çağıracağımız günü hatırla. (O gün) her kime kitabı sağından verilirse işte onlar kitaplarını okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar." (isra71)
"işte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: "Gelin, kitabımı okuyun!" (hakka/19)
"Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum." (hakka/20)
islam dinini insanlığa melik olan allah'ın izniyle duyurmuş bir peygamber bakın ne diyor;
"De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyuyorum. Ben, sadece açık bir uyarıcıyım" (ahkaf/9)
ne diyor? ben rabbimin bana vahyettiğine uyuyorum, peygamber, elçi olduğum halde bende bana ne olacağını bilmiyor, rahim olan allah'ın affına sığınıyorum. işte olay bu dur.
diğer yandan bu başlık içinde serzenişte bulunan ve aynı düşünceye sahip olanlara şunu sormak gerekir;
cennet yok ise, neden müslümanlardan daha fazla ölmekten ve hatta cehennemden bu kadar çok kaygılanıyorsunuz? kaygılanıyorsunuz çünkü kendi düşündüklerinizin aslında doğru olmadığını vicdanınız içeriden size megafonla haykırıyor bu gerçeği.
sadece rabbinizden korkun, sadece rabbinden korkan hiç bir şeyden korkmaz! allah'ın ip'ine sarılan, tutunan asla bedbaht olmayacaktır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar