bugün

ispat

Gittikçe uzaklaşıyorum bulunduğum yerden. Kesik yol şeritleri bunun en büyük ispatı. Bitti diyor, bitti. Karanlık ortasındaki ışık hûzmeleri gibi can çekişiyorum. Hiç kimsenin olmadığı bir yerde herkes olmak azizim, herkesin içinde bir parça hiç kimse olduğumu hatırlatıyor tekrar. Ve şahsım adına konuşmam gerekirse, sürekli dönen bu paradoks, Sahra Çölü'nden hallice. Geçip giden bir kervan dahi yok. Serap bile göremez olan gözlerim bunun en büyük ispatı. Kafamda çalıp duran o müzik de olmasa bırakıverecekmişim gibi. Ne diyorduk? Gözler azizim, gözler. Aslında onlar herşeyin olduğu gibi, hiç bir şeyin de ispatı.