bugün

caber kalesi nin türkiye ye verilişi

taşaklı ve dediğini yapan bir dünya lideri sayesinde gerçekleşmiştir.

evet, fransa ile diplomatik ilişkiler başlatan tbmm hükümeti, fransa himayesindeki suriye'den süleyman şah'ın kabrinin bulunduğu caber kalesi'ni talep ediyor, ama fransızlar buna yanaşmıyordu.

konu atatürk'ün canını sıkan bir konuydu ve bir yanda da kütahya eskişehir savaşları'nın kaybedilmesi ile başlayan yunan ordusu ilerleyişi devam etmekteydi.

13 eylül 1921 günü yunan ordusu sakarya zaferi ile durdurulmuş, türk tarihi'nin 250 senedir süren geri çekilişi bu zafer ile son bulmuştu.

şimdi artık kaybettiklerimizi geri almaya başlama zamanıdır.

ve sakarya zaferi'nden 1 ay sonra 20 ekim 1921'de fransa ile ankara antlaşması imzalanıyordu.

türkler geri çekilmeyi bırakmış, kazanmaya başlamıştı artık.

antlaşmada türkler caber kalesi'ni yine istediler. fransa buna yanaşmadı, bu konu tekrar atatürk'e bildirildi, atatürk ankara antlaşmasında hazır bulunan temsilcilere "derhal ilişkilerin kesilmesini" emretti. Türk heyeti bunu fransız muhataplarına bildirdi ve masadan kalkacaklarını ilan ettiler.

fransız heyeti 9 haziran'dan beri bulunduğu ankara'dan eli boş dönecekti.

lakin fransa bu durumu göze alamadı ve 20 ekim 1921 tarihinde caber kalesi'nin türk toprağı sayılması ve türkiye'nin burada asker bulundurması kabul edilerek ankara antlaşması'nın 9. maddesi olarak metine eklendi.

türkiye geri adım atmamış, kazanmıştı.

işte atatürk'ün dirayeti ile kazanmış olduğumuz caber kalesi'ni önce 1971'de terk ettik, şimdi ise tamamen kaybettik.

bir yanda dönemin en kudretli devletlerinden biri olan fransa'ya posta koyan atatürk, diğer yanda ışid'den korkan dünya lideri erdoğan.

işte caber kalesi böyle kazanıldı, böyle teslim edildi.

eşme köyüne bayrak diken akp'liler, övünün...