bugün

midnight in paris

Şiir gibi film. Herkese hitap etmez ama Gil pender gibi düşünen, hayatı onun tadında yaşayan, sık sık ben bu yüzyıla ait değilim tarzı cümleler kuran biriyseniz bayıla bayıla izleyip en sevdikleriniz arasına hemen koyacağınız bi film.

Insanı paris'e aşık etmesinin yanısıra her sahnesi bir tablo tadında inanılmaz romantik bi havası var. yağmurun yağdığı sahnede Gil yağmur yağıyor paristeyiz hadi bunun keyfini çıkaralım havalarındayken Inez'in arabaya koştuğu sahne, iki insanın hayattan anladığı ve düşünce tarzları arasındaki uçurum bu kadar olabilir dedirtiyor. Değinmeden geçemeyeceğim Marion Cotillard da bu filmde sempatik Fransız kadını nedir nasıl olunur onun dersini vermiş resmen. Zaten sevilebilir düzeydeki bi kaç Fransızdan birisi kendisi.

Filme dönecek olursam ilk paragrafta bahsettiğim koşulları taşıyorsanız bu filmde kendinizi bulacaksınız, hemen izleyin.