bugün

şiir

bir alıntı:

"yazık ki, şiir üzerine sarfedebileceğim çok cümlem yok! yazacaklarım başkalarının söylemlerine karşı biriktirdiğim antitezler toplamı olur, ki bu da negatif bir söylemin (felsefenin) ötesine gidemez. elbet bu durum, antitez ürettiğim şairleri de değersiz kılmıyor. aksine, ismini kant'tan daha çok duyduğumuz felsefecilerin kant'a karşı tezlerle yola çıktıklarını unutmamak gerekir. sanatın herhangi bir dalı adına dibine kadar düştüğüm görüngübilim (fenomenoloji) kuyusu, zannederim beni karanlığına ikna etmiş durumda. saltık manalar üzerine çoğumuz aynı umutsuzluğu paylaşıyoruz. umutsuzluk diyorum çünkü, hepimizi saran "şey"lere karşı ani geliştirdiğimiz merak, kanımca tam da bu anlam kaygısını güdüyor. idrakımız kapsamındaki herşeye anlam yüklemekle otomatizeyiz. lakin benim gözlemlediğim; anlamların karşılığı olarak ortaya serpiştirdiğimiz kavramlar yazık ki bu anlamları karşılamıyor. şiir (kim bilir?) belki de tam bu sıra doğuyor. yani karmaşamıza kimi zaman bir teselli, bir yol gösterici olarak... umutsuzluğumuzu unutturuyor. belki de üzerimize dünyanın çöktürdüğü "yabansı dil", ancak şiirle kendine bir karşılık buluyor. dışını karalara boyamış ve bu sayede bütün renkleri soğuran kalın bir dış "duvar"ı, içine akların tünediği ve bu sayede de bütün renkleri yansıtabilen bir iç "yapı"sı olduğunu düşünüyorum şiirin. bu kadarı bile benim için fazlaca iddialı."