bugün

uzun saçlının yeri

Uzun saçlı hakkında uzun uzadıya varan entry girebilirim sanırım. Baba tarafından Fatsa, anne tarafından Perşembe/Medreseönü'lü olduğum için uzun saçlıya müşterinden çok mahalleli olarak görmüşlüğümüz var çünkü.

Dedem ve dayımların o bölgede balıkçı olmasından kaynaklı aralarında geçen ticari ilişkilerine birçok kez tanıklık etmişimdir. Fakat burda bahsi geçmesi gereken mevzu uzun saçlının hizmetidir.

Mekan ordu/perşembe-medreseönü beldesinde yer alır, medreseönü'nün keskin virajının tam çıkışındadır. Gebeşoğlu benzinliğinin çaprazıdır aynı zamanda. Zaten tabeladaki fotoğrafını gördüğünüzde farkedeceksiniz.

10 sene öncesine kadar daha ufak samimi mekan iken, yaptığı restorasyon sonrası deniz manzaralı restorant haline getirmiştir. Fakat saçlının müşterisi genellikle yemeği için değil çayı için ziyaret eder kendisini.

Vakti zamanında Turgut Özal'a hususi balık tutmuşluğu vardır. Eski devlet erkanlarının uğrak yeridir. Çünkü mekan ordu samsun yolu üzerindedir. Açılan bolaman tünelinden sonra 'sahil yolu' diye tabir edilen arka yolda kalmıştır ve yol eskisi kadar araç trafiği göremez.

Her giden bir efsane yaratır. kimi bardağı kül ile yıkıyor der, kimi çayı odun ateşinde demlediğini söyler. Bu geyikler çayı masada içen, işin mutfağını görmeyen her misafir için kaçınılmazdır. Çünkü çayı o kadar lezzetlidir ki, senin benim demlediğimle aynı olamaz, ustalık ve tecrübe ürünü fikirlerdir bu denli leziz kılan.

Müşteri seçtiği doğrudur. Bunun hayıflanacak bir tavır olduğunu düşünmüyorum.
Çünkü ordulu kanı vardır. gelene müşteri değil misafir, mekanına işletme değil evi gözüyle bakar ve sayın yazarlar siz de olsanız evinize gözünüzün tutmadığı tipleri almazsınız.

Gittiğinizde terslenmemeniz için birkaç tüyo vermek isterim:

-sakın cebinizdeki paranın rehavetine kapılıp egoist bir tavır takınmayın. mekan uzun saçlıysa para biriminiz her ne olursa olsun o an tedavülden kalkabilir.

-müşteri değil misafir gibi gidin. hal böyle olursa sizi daha sevecen karşılar ve gözü gibi bakar.

-fiyatları hakkında bilgi vermeyeceğim. Fakat bir bardak çayın fiyatı simit sarayındaki iğrenç çaydan daha ucuzdur.

-arabadan indiğiniz gibi '1 demlik çay ne kadar?' diye sormayın, çayınızı alın kalkarken hesap isteyin.

çünkü ilk gidişinizde alacağınız güzel hizmet sizi uzun saçlının müptelası yapacaktır, uzun saçlıiçin üslup ve tavır esastır.

Yalıköy Köftecisi Mehmet Ay (yalıköydekinden bahsediyorum, fatsa-bolaman yolundakinden değil!), Uzun Saçlı ve Vonalı Celal benim için çok değerli esnaflardır. Çünkü bu adamlar sayesinde insanlar uzun sahil yoluna girmeyi göze alırlar sırf bu lezzetleri tadabilmek için. Ordu insanı farklıdır sayın yazarlar, esnaf mantelitesini pek benimsemezler, onlar için her gelen misafirdir. Böyle insanlardan hizmet alırken duyduğunuz hazzı her yerde bulamazsınız.

Triger kayışının şiddetle tavsiyesidir.
Samsun üzerinden geçiyorsanız ordu'ya, bolamanda tünele girmeyin, sahil yoluna giriş yapın, yalıköyde Mehmet abide köftelerinizi yiyin, Uzun saçlıda çayınızı içip sigaranızı çekin, Vonalı Celale uğrayın, Yason burnunda gezinti yapın, ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.

Sevgi ve selamlarımla