bugün
- jose mourinho59
- sözlük erkeklerinin birbirini kıskandığı gerçeği8
- arda güler11
- bulunduğunuz yerin hava durumu18
- albay kemalin sözlükteki yeri10
- albay kemal15
- devletin imanı arttıkça aklı azalır9
- anın görüntüsü11
- travesti ile aynı yatakta uyanmak10
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var9
- trt de memesi gözüken kadın32
- magicovento13
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak13
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası16
- türkiye cidden almanyadan daha iyi13
- porno setlerinde yaşanan vicdansızlıklar8
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız19
- diyanetin bütçesi emekliye dağıtılsın9
- bütün sokak köpeklerini tehlikeli sanmak18
- icardi190519
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak20
- üstteki yazar tarzında entry gir14
- mfö'nün en güzel şarkısı12
- nihavend longa27
- neden evlenmiyorsunuz23
- sözlükte belindeki kemer olunacak kızlar10
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı25
- ismet gurbuz 202414
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği14
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması12
- sözlükçülerin albay kemal'e bok atma sendromu8
- okan buruk12
- aleyna tilki10
- fenerbahçe12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur16
- sözlükteki islamcılara alınması gereken önlem12
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar9
- gratis indirim günü kavgaları18
- yaşlılık belirtileri9
- kova burcu erkeği9
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız22
- sözlüğün en iyi 10 yazarı22
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi9
- zalbert'in karşısında dans etmek8
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba8
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- türkiye de intihar vakalarının artması8
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
insan tabiatıdır, kötü hissetmek moda tabirle fıtratımızda vardır. her hayat kendine zordur, her sıkıntı sahibine büyüktür. benim derdim seninkinden büyük tarzında karşılaştırmalar yapılamaz, sağlıklı olmaz. diye düşünmüştüm hep. taa ki kendimi gerçekten berbat hissettiğim zamana kadar.
mesleki olarak (fizyoterapist) yüzlerce insanla muhattabım. hepsi de sağlık sorunlarıyla boğuşmakta. biz de elimizden geldiğince katkı sağlamaya çalışmaktayız.
meslek hayatımın ilk zamanlarıydı. ilk seansta anamnez alınır. hastanın hikayesini içeren, hastayla ilgili tedavide gerekli gördüğümüz noktaları öğrenmeye çalışma olarak basitçe açıklayayım. dedim ya yeni mezunum. istanbul'da sosyoekonomik olarak çok iyi durumda olmayan bir semtte işe başladım. her aldığım anamnez boğazımda bir yumru sanki. öyle şeyler duyup öğreniyorum ki apışıp kalıyorum ambiyane tabirle. kimisinin eşi evinin önünde kan davası yüzünden kafasına sıkılarak öldürülmüş, kimisinin eşi kanserden ölmüş 2 yatalak çocuğuna bakmaya çalışıyor. bu tarz hikayelerin travmasındayım.
derken bir seansa 5 yaşında bir çocuk geldi annesiyle. ve benim için asıl şok başladı. çocuğun hastalığı. duchenne muscular dystrophy (#15100723). bir çeşit kas kastalığı. tedavisi yok. kaslar giderek eriyerek, zayıflayacak ve hasta solunum kaslarının yetersizliğinden vefat edecek. şöyle düşünün normal yürüyebilen bir çocuğun yürümesi gittikçe bozulacak, tekerlekli sandalyeye mahkum olacak ve ölecek. process bu şekilde ve kaçınılmaz.
fizik tedavi ile yapabildiğimiz şey çocuğunun kas yıkımını mümkün olduğunca yavaşlatmak, tekerlekli sandalyeye mahkum olmasını birkaç sene dahi olsa erteleyebilmek. yani kaçınılmazı geciktirmek.
neyse konuya dönelim. anne çocuğun hastalığının gidişatından haberdar. yani bir nörolog elindeki bir kağıda bakarak aileye çocuğunuzun 10'lu yaşlarda ölmesine sebep olacak genetik bir hastalığı var demiş. o ilk anki şok ve ölümcül üzüntü tahayyül bile edilemez elbette.
anneden çocuğun durumuyla ilgili bilgi alırken asıl öğrendiğim nokta beni şoke etti ve kendimi berbat bir şeymiş gibi hissettim. kadın eşiyle boşanma arefesindeymiş. doğal olarak 5 yaşında olan ve 'ben spiderman'ım diyerek sağa sola ağ atan bir çocuğun psikolojisi için felaket bir durum. boşanmanın nedenini sorduğumda aldığım cevap karşısında, erkek olmaktan dolayı utanç duydum.
duchenne yani dmd genetik geçişli resesif bir hastalık. yani anne taşıyıcıysa erkek çocuğun hasta olma ihtimali %50. yani maalesef anneden geçişli bir hastalık. benim minik hastanın babası da bu durumu öğrenmiş. çocuğun hastalığı yüzünden kadını suçlamış. zaten evladının günden güne eriyip sonunda vefat edeceğini öğrenen kadın eşinden destek beklerken bir de bu haksız suçlamaya maruz kalmış. inanılmaz bir acı. ve eminim o kadın da çocuğunun hastalığından kendini sorumlu hissetmiştir. bir erkeğin eşini böyle bir şeyle suçlayıp boşanma davası açması aşağılık bir davranış. hele boşanma sonrası yeni bir kadın bulup en kısa zamanda evlenmesini tanımlayacak kelime bulamıyorum. ayrıca bunu yapan adam da odunun teki değil, entelektüel birikimi olduğu her halinden belli olan bir adam.
şimdi 2 yıldır o minik spiderman'la birlikteyiz. günden güne ilerleyen hastalığına bir nebze olsun katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
basit acılarımız var bizim. çoğumuzun öyle gerçek acıyı yaşayan insanları gördükçe kendimi kötü hissediyorum, o acıyla baş etmedeki başarılarını görüp onlara çok büyük saygı duyuyorum.
mesleki olarak (fizyoterapist) yüzlerce insanla muhattabım. hepsi de sağlık sorunlarıyla boğuşmakta. biz de elimizden geldiğince katkı sağlamaya çalışmaktayız.
meslek hayatımın ilk zamanlarıydı. ilk seansta anamnez alınır. hastanın hikayesini içeren, hastayla ilgili tedavide gerekli gördüğümüz noktaları öğrenmeye çalışma olarak basitçe açıklayayım. dedim ya yeni mezunum. istanbul'da sosyoekonomik olarak çok iyi durumda olmayan bir semtte işe başladım. her aldığım anamnez boğazımda bir yumru sanki. öyle şeyler duyup öğreniyorum ki apışıp kalıyorum ambiyane tabirle. kimisinin eşi evinin önünde kan davası yüzünden kafasına sıkılarak öldürülmüş, kimisinin eşi kanserden ölmüş 2 yatalak çocuğuna bakmaya çalışıyor. bu tarz hikayelerin travmasındayım.
derken bir seansa 5 yaşında bir çocuk geldi annesiyle. ve benim için asıl şok başladı. çocuğun hastalığı. duchenne muscular dystrophy (#15100723). bir çeşit kas kastalığı. tedavisi yok. kaslar giderek eriyerek, zayıflayacak ve hasta solunum kaslarının yetersizliğinden vefat edecek. şöyle düşünün normal yürüyebilen bir çocuğun yürümesi gittikçe bozulacak, tekerlekli sandalyeye mahkum olacak ve ölecek. process bu şekilde ve kaçınılmaz.
fizik tedavi ile yapabildiğimiz şey çocuğunun kas yıkımını mümkün olduğunca yavaşlatmak, tekerlekli sandalyeye mahkum olmasını birkaç sene dahi olsa erteleyebilmek. yani kaçınılmazı geciktirmek.
neyse konuya dönelim. anne çocuğun hastalığının gidişatından haberdar. yani bir nörolog elindeki bir kağıda bakarak aileye çocuğunuzun 10'lu yaşlarda ölmesine sebep olacak genetik bir hastalığı var demiş. o ilk anki şok ve ölümcül üzüntü tahayyül bile edilemez elbette.
anneden çocuğun durumuyla ilgili bilgi alırken asıl öğrendiğim nokta beni şoke etti ve kendimi berbat bir şeymiş gibi hissettim. kadın eşiyle boşanma arefesindeymiş. doğal olarak 5 yaşında olan ve 'ben spiderman'ım diyerek sağa sola ağ atan bir çocuğun psikolojisi için felaket bir durum. boşanmanın nedenini sorduğumda aldığım cevap karşısında, erkek olmaktan dolayı utanç duydum.
duchenne yani dmd genetik geçişli resesif bir hastalık. yani anne taşıyıcıysa erkek çocuğun hasta olma ihtimali %50. yani maalesef anneden geçişli bir hastalık. benim minik hastanın babası da bu durumu öğrenmiş. çocuğun hastalığı yüzünden kadını suçlamış. zaten evladının günden güne eriyip sonunda vefat edeceğini öğrenen kadın eşinden destek beklerken bir de bu haksız suçlamaya maruz kalmış. inanılmaz bir acı. ve eminim o kadın da çocuğunun hastalığından kendini sorumlu hissetmiştir. bir erkeğin eşini böyle bir şeyle suçlayıp boşanma davası açması aşağılık bir davranış. hele boşanma sonrası yeni bir kadın bulup en kısa zamanda evlenmesini tanımlayacak kelime bulamıyorum. ayrıca bunu yapan adam da odunun teki değil, entelektüel birikimi olduğu her halinden belli olan bir adam.
şimdi 2 yıldır o minik spiderman'la birlikteyiz. günden güne ilerleyen hastalığına bir nebze olsun katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
basit acılarımız var bizim. çoğumuzun öyle gerçek acıyı yaşayan insanları gördükçe kendimi kötü hissediyorum, o acıyla baş etmedeki başarılarını görüp onlara çok büyük saygı duyuyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar