bugün

çavdar tarlasında çocuklar

bir günde okuyup bitirdiğim, bitirdikten sonra da acaba gereken önemi veremedim mi lan dediğim kitaptır. bir defa benim için mükemmel bir baş karakter ortaya çıkarmış kitaptır. o holden caulfield bizim koğuşta olsa on numara anlaşırdım herhalde ne kadar amcık ağızlı da olsa iyi anlaşırdık gibi iyi bir yatılı okul ve koğuş arkadaşı.

bir de bu kitabın şöyle bir etkisi oldu bende kitaptan önce söylenen selamı muhattabına iletmeyen tiplerden biriyken holden'ın odasındaki yakışıklı, sporcu çocuğa bu konuda deliler gibi kaydırması sonucu dedim ki ne berbat bir özelliğe sahipmişim amk, ne kadar götçe bir şeymiş bu selam iletmemek, keşke biri daha önceden uyarsaydı beni bu konuda dedim ve selamları iletmeye dikkat etmeye başladım ki eminim hiç siklemeyeceğim bir kaç kişiye ilettim bile selamları.

sonra bu kitabı okurken aklıma paso emrah serbes'in erken kaybedenleri geldi durdu. abisiyle barda içen çocuk, apartman otomatiğine trip atan çocuk, mahalledeki iki kıza sırayla yazan çocuk falan hepsi holden'dan ayrılmış parçalar gibi.

kitabın aforizmaları çok iyi yani sonuç olarak okula gitmeyen bir çocuktan okulun ne kadar boktan olduğunu ve insansı bakımdan bir araya gelmiş o kadar insanın yarattığı kocaman ikiyüzlülük ortamını anlatıyor yoksa okul ve eğitim sisteminin çürüklüğünden, radikal eğitimden falan bahsedip ufuklar açmıyor kitaba böyle bakan varsa harbi aydınlanmak için bahane arıyordur yani. demek istediğim bu sadece bir çocuğu anlatan bir roman, mükemmel bir modern okul eleştirisi falan değil. sadece insanların sahtekarlığını çok güzel anlatan bir çocuğun kitabı.

bir de amerikan bebelerine böyle kitaplar önerilmesi ne iyi dedim. yani milleti bilmem de bana kimse sekiz yıllık eğitimim boyunca al şu kitabı oku evladım demedi öğretmenlerimden falan. güzel iş yani okulda bunu okumalarının öğüt verilmesi. zaten ortaokuldan sonra kimse de bunu oku demedi ki bok varmış gibi hep araştırmacı adamların kitaplarına yönelttiler meslek için lazım diye. bok var sanki dur bi amk ben böyle romanlar okumak istiyorum, duygu tanımak istiyorum da diyemedik, şimdi de yine bok bok konuşuyorlar.

bu ne ya boş boş şeyler anlatıyor getirin bana sivil örümceğin ağında ya da ortadoğu üzerine oynanan gizli oyunlar kitabımı geri ben böyle boş şeylerle vakit geçiremem diyen tiplemelerden değilseniz okumaktan her şekilde keyif duyacağınız bir kitap. her şeyi de ciddiye almamak lazım yani.