bugün
- narin güran19
- karton toplayan çocuk silik yemelidir10
- jose mourinho23
- klarnet calan sarapci koala 68
- sabah başlayan baş ağrısı9
- anın görüntüsü30
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu13
- bütün sözlük erkekleri alçaktır15
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı18
- neden sürekli kabız oluyorum18
- sudekiray16
- sari renkli seker15
- victor osimhen9
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- eve çağıran erko13
- bimde çalışanda akıl var mı16
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı109
- fenerbahçe taraftarı30
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- fenerbahçe nasıl kurtulur10
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u23
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm11
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
"Bayan değil, kadın. Ama neden?
5 Mart 2014
Geçen gün sosyal medya üzerinden Türkiye deki adaletsizliği konuşurken arkadaşlarımızdan birisi Adalet artık sadece bir bayan ismi dedi. Ben ve kadın arkadaşlarım durur muyuz, hemen Bayan değil, kadın dedik. Bunu dediğimiz zaman ortalığı aldı bir kıyamet. Bayan kelimesinin kullanılmasına karşı çıkanlar ve kullanılmasını destekleyenler arasında kıyasıya bir tartışma yaşandı. Yazımızda öncelikle neden bayan değil, kadın dediğimizi açıklamaya, ikincil olarak da gelen eleştirileri dile getirmeye çalıştık.
ilk önce cinsiyet ve hitap biçimleri arasındaki farkı ortaya koymakta fayda var. Bir bireyin cinsiyeti tanımlanırken kadın ve erkek kelimeleri kullanılır. Öte yandan bir hitap biçimi olan bay ve bayan kelimeleri ise cinsiyet kullanımının uygun olmadığı yerlerde bir hitap biçimi olarak bu gereksinime cevap verir. Burada vurgulamak istediğimiz, karşı çıkılan noktanın örneğin bir tiyatronun ya da bir programın açılışındaki Baylar bayanlar hoş geldiniz ifadesi olmadığıdır. Sorun, cinsiyetten bahsedilirken kullanılması gereken kadın kelimesi yerine bayan kelimesinin kullanılmasıdır. Peki bir kişi kibar olma niyetiyle bayan demiş olamaz mı?
Kibarlık ve niyet meselesi
Sosyal medyadaki tartışmada ilk göze çarpan kibarlıktan doğan niyet meselesiydi. Bayan demek hem kibarlık, hem de iyi niyet göstergesi olabilirdi. Kibar olma niyetiyle bayan diyen birine biz nasıl Bayan değil, kadın diyebilirdik ki? Hele de bize Bunu söyleyen kişinin niyetine bakmak lazım. insanların dillerine yerleşmiş kelimeler ile gerçek niyetlerini ayrıştırmak lazım diyen erkekler karşımızda bekliyorken. Bunu duyunca insanın, Hakikaten ya, ne doğru dedin arkadaş diyesi geliyor. Evet, bayan diyen kişiler kibarlık için böyle diyor olabilir. Peki bu durum gerçekten de iyi niyet meselesiyle açıklanabilir mi?
Kibarlık olsun diye söylenen bayan kelimesi aslında kadını cinsel kimliğinden uzak tutan erkek egemen zihniyetin dile yansımasının bir sonucudur ve her seferinde tercih edilen bu sözcük, utandığımız, kabullenmediğimiz bir durumdan kaçmak için kullandığımız toplumsal bir zihniyetin ürünüdür. Kısaca bu durum kadın cinselliğinin yok sayılması, kadının cinsel kimliğinden uzaklaştırılması ve kadın kelimesinin utanılacak bir kelime olarak görülmesi olarak yorumlanabilir.
Öte yandan bir birey kadın yerine bayan demeyi neden kibarlık olarak görmektedir? Bunun en büyük sebebi, bayan kelimesinin kibarlığı temsil eden, kadının ise kaçınılması gereken ve kabalık içeren bir kelime olarak görülmesidir. Peki cinsiyeti tanımlayan kadın kelimesi nasıl kaba olabilir? Kız-kadın ayrımı yapmadığından daha nötr olduğu ve kadın cinselliğine dair atıf içermediği iddia edilen bayan kelimesi, bu kabalığın üstünü örterek kadın kelimesinin kullanılmasının toplumda yaratacağı gerginliğin önünü almış olur. Peki aynı şekilde erkek kelimesi kaba mıdır? Bir erkeğin cinsiyetini ya da cinselliğini tanımla(ma)mak için erkek yerine bay kullanılır mı? Erkek olarak hitap edilmek hiç utanılacak bir durum olur mu?
Bu sorunun altı üstü kadın yerine bayan denmesi gibi önemsiz, anlamsız ya da sadece söylemsel bir sorun olmadığını söylemek de mümkündür. Bayan söyleminin yaygınlaşması ile hem kamusal hem de özel alandaki adlandırma biçimleri de etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak, kadın ve erkek için ayrı bölümleri olan birçok mağazanın ya da umumi tuvaletin Bayan-Erkek olarak yapılandırıldığı ve kadın yerine bayan kelimesinin yaygınlaştığı gözümüze çarpmaktadır. Tam da bu noktada dil ve düşünce ilişkisinden bahsetmekte fayda var.
Dil-düşünce ilişkisi
Dil ile bütün dünyayı anladığımız gibi, toplumsal gerçeği de yeniden inşa ederiz. Düşüncelerimiz de yine dil ile şekillenir. Dil, bir yandan kelimelerle fikirlerimizi paylaşmamızı ve iletişim kurmamızı sağlarken diğer yandan düşünceyi kendi içinde sınırlandırarak ve kendi gerçekliğini dayatarak düşüncenin kalıplarını hazırlayıp eyleme döktürür. Böylece dil ile toplumsal bilinci, önyargıları, önceden tanımlanmış toplumsal cinsiyet rollerini de bilinçli bir şekilde açığa çıkarırız. Kısacası kullandığımız dil düşündüklerimizi, yaşayış biçimimizi, toplumu algılayışımızı yansıtır.
Dil, cinsiyetçilik ve iktidar arasındaki ilişkiye baktığımızda, dilin toplumsal güç dağılımının üretilmesinde, sürdürülmesinde ve yeniden şekillenmesinde en etkili araçlardan biri olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle kadın yerine bayan kelimesini her kullandığımızda toplum tarafından kadına atfedilen bütün rolleri, ayrımcılığı ve kadının toplumdaki yerini kabul edip, bu eşitsizliği pekiştirerek dil ile yeniden dolaşıma sokmuş oluruz.
Peki ne yapılabilir?
Bir kadının cinsiyetinden bahsederken bayan kullanıldığı her durumda karşımızdakine aslında cinsiyetten bahsettiği ve bayanın cinsiyeti tanımlamadığı, aksine bir hitabet şekli olduğu hatırlatılabilir. Karşımızdaki kişiyle bu meseleyi tartışarak, bayan meselesiyle kadın cinselliğinin kabul görmemesinin, cinselliğin kadın için utanılacak bir durum olmasının, bekâret baskısının, kadın sömürüsünün iç içe geçmiş meseleler olduğu anlatılabilir. Bayan meselesini tartıştıkça, mesele daha fazla görünür ve üzerine konuşulur hale gelecektir. Böylece yeni bir fikir dil ile dolaşıma girerken bugünden yarına bir değişiklik yaratmasa da uzun vadede toplumsal gerçekliğin değişmesine katkıda bulunacaktır.
Ne zaman bu meseleyi dile getirsek neyi, nasıl ve ne şekilde tartışmamız gerektiğine karar veren, tartışma alanımızı kendi ayrıcalıklı konumlarından belirleyen ve bu meseleyi Uğraşacak başka konu mu kalmadı? diyerek değersizleştiren erkeklere de toplumdaki ayrıcalıklı konumları hatırlatılabilir. Hangi sınıftan gelirse gelsin kadınların her şekilde sömürüldüğü ve var olan cinsiyetçilikten de canının yandığı ortaya koyulabilir. Bize bayan yerine kadın denmesini sağlayacak kadar gücümüzün olduğunu söyleyerek de son söz koyulabilir.
Herkesin korkmadan kadın diyebildiği, kadınların bayan değil, bağyan hiç değil, kadın olduğunu yüksek sesle haykırabildiği günlere
Diren Yeşil Melis Uluğ, Mühim Hadiseler Enstitüsü"
5 Mart 2014
Geçen gün sosyal medya üzerinden Türkiye deki adaletsizliği konuşurken arkadaşlarımızdan birisi Adalet artık sadece bir bayan ismi dedi. Ben ve kadın arkadaşlarım durur muyuz, hemen Bayan değil, kadın dedik. Bunu dediğimiz zaman ortalığı aldı bir kıyamet. Bayan kelimesinin kullanılmasına karşı çıkanlar ve kullanılmasını destekleyenler arasında kıyasıya bir tartışma yaşandı. Yazımızda öncelikle neden bayan değil, kadın dediğimizi açıklamaya, ikincil olarak da gelen eleştirileri dile getirmeye çalıştık.
ilk önce cinsiyet ve hitap biçimleri arasındaki farkı ortaya koymakta fayda var. Bir bireyin cinsiyeti tanımlanırken kadın ve erkek kelimeleri kullanılır. Öte yandan bir hitap biçimi olan bay ve bayan kelimeleri ise cinsiyet kullanımının uygun olmadığı yerlerde bir hitap biçimi olarak bu gereksinime cevap verir. Burada vurgulamak istediğimiz, karşı çıkılan noktanın örneğin bir tiyatronun ya da bir programın açılışındaki Baylar bayanlar hoş geldiniz ifadesi olmadığıdır. Sorun, cinsiyetten bahsedilirken kullanılması gereken kadın kelimesi yerine bayan kelimesinin kullanılmasıdır. Peki bir kişi kibar olma niyetiyle bayan demiş olamaz mı?
Kibarlık ve niyet meselesi
Sosyal medyadaki tartışmada ilk göze çarpan kibarlıktan doğan niyet meselesiydi. Bayan demek hem kibarlık, hem de iyi niyet göstergesi olabilirdi. Kibar olma niyetiyle bayan diyen birine biz nasıl Bayan değil, kadın diyebilirdik ki? Hele de bize Bunu söyleyen kişinin niyetine bakmak lazım. insanların dillerine yerleşmiş kelimeler ile gerçek niyetlerini ayrıştırmak lazım diyen erkekler karşımızda bekliyorken. Bunu duyunca insanın, Hakikaten ya, ne doğru dedin arkadaş diyesi geliyor. Evet, bayan diyen kişiler kibarlık için böyle diyor olabilir. Peki bu durum gerçekten de iyi niyet meselesiyle açıklanabilir mi?
Kibarlık olsun diye söylenen bayan kelimesi aslında kadını cinsel kimliğinden uzak tutan erkek egemen zihniyetin dile yansımasının bir sonucudur ve her seferinde tercih edilen bu sözcük, utandığımız, kabullenmediğimiz bir durumdan kaçmak için kullandığımız toplumsal bir zihniyetin ürünüdür. Kısaca bu durum kadın cinselliğinin yok sayılması, kadının cinsel kimliğinden uzaklaştırılması ve kadın kelimesinin utanılacak bir kelime olarak görülmesi olarak yorumlanabilir.
Öte yandan bir birey kadın yerine bayan demeyi neden kibarlık olarak görmektedir? Bunun en büyük sebebi, bayan kelimesinin kibarlığı temsil eden, kadının ise kaçınılması gereken ve kabalık içeren bir kelime olarak görülmesidir. Peki cinsiyeti tanımlayan kadın kelimesi nasıl kaba olabilir? Kız-kadın ayrımı yapmadığından daha nötr olduğu ve kadın cinselliğine dair atıf içermediği iddia edilen bayan kelimesi, bu kabalığın üstünü örterek kadın kelimesinin kullanılmasının toplumda yaratacağı gerginliğin önünü almış olur. Peki aynı şekilde erkek kelimesi kaba mıdır? Bir erkeğin cinsiyetini ya da cinselliğini tanımla(ma)mak için erkek yerine bay kullanılır mı? Erkek olarak hitap edilmek hiç utanılacak bir durum olur mu?
Bu sorunun altı üstü kadın yerine bayan denmesi gibi önemsiz, anlamsız ya da sadece söylemsel bir sorun olmadığını söylemek de mümkündür. Bayan söyleminin yaygınlaşması ile hem kamusal hem de özel alandaki adlandırma biçimleri de etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak, kadın ve erkek için ayrı bölümleri olan birçok mağazanın ya da umumi tuvaletin Bayan-Erkek olarak yapılandırıldığı ve kadın yerine bayan kelimesinin yaygınlaştığı gözümüze çarpmaktadır. Tam da bu noktada dil ve düşünce ilişkisinden bahsetmekte fayda var.
Dil-düşünce ilişkisi
Dil ile bütün dünyayı anladığımız gibi, toplumsal gerçeği de yeniden inşa ederiz. Düşüncelerimiz de yine dil ile şekillenir. Dil, bir yandan kelimelerle fikirlerimizi paylaşmamızı ve iletişim kurmamızı sağlarken diğer yandan düşünceyi kendi içinde sınırlandırarak ve kendi gerçekliğini dayatarak düşüncenin kalıplarını hazırlayıp eyleme döktürür. Böylece dil ile toplumsal bilinci, önyargıları, önceden tanımlanmış toplumsal cinsiyet rollerini de bilinçli bir şekilde açığa çıkarırız. Kısacası kullandığımız dil düşündüklerimizi, yaşayış biçimimizi, toplumu algılayışımızı yansıtır.
Dil, cinsiyetçilik ve iktidar arasındaki ilişkiye baktığımızda, dilin toplumsal güç dağılımının üretilmesinde, sürdürülmesinde ve yeniden şekillenmesinde en etkili araçlardan biri olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle kadın yerine bayan kelimesini her kullandığımızda toplum tarafından kadına atfedilen bütün rolleri, ayrımcılığı ve kadının toplumdaki yerini kabul edip, bu eşitsizliği pekiştirerek dil ile yeniden dolaşıma sokmuş oluruz.
Peki ne yapılabilir?
Bir kadının cinsiyetinden bahsederken bayan kullanıldığı her durumda karşımızdakine aslında cinsiyetten bahsettiği ve bayanın cinsiyeti tanımlamadığı, aksine bir hitabet şekli olduğu hatırlatılabilir. Karşımızdaki kişiyle bu meseleyi tartışarak, bayan meselesiyle kadın cinselliğinin kabul görmemesinin, cinselliğin kadın için utanılacak bir durum olmasının, bekâret baskısının, kadın sömürüsünün iç içe geçmiş meseleler olduğu anlatılabilir. Bayan meselesini tartıştıkça, mesele daha fazla görünür ve üzerine konuşulur hale gelecektir. Böylece yeni bir fikir dil ile dolaşıma girerken bugünden yarına bir değişiklik yaratmasa da uzun vadede toplumsal gerçekliğin değişmesine katkıda bulunacaktır.
Ne zaman bu meseleyi dile getirsek neyi, nasıl ve ne şekilde tartışmamız gerektiğine karar veren, tartışma alanımızı kendi ayrıcalıklı konumlarından belirleyen ve bu meseleyi Uğraşacak başka konu mu kalmadı? diyerek değersizleştiren erkeklere de toplumdaki ayrıcalıklı konumları hatırlatılabilir. Hangi sınıftan gelirse gelsin kadınların her şekilde sömürüldüğü ve var olan cinsiyetçilikten de canının yandığı ortaya koyulabilir. Bize bayan yerine kadın denmesini sağlayacak kadar gücümüzün olduğunu söyleyerek de son söz koyulabilir.
Herkesin korkmadan kadın diyebildiği, kadınların bayan değil, bağyan hiç değil, kadın olduğunu yüksek sesle haykırabildiği günlere
Diren Yeşil Melis Uluğ, Mühim Hadiseler Enstitüsü"
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar