bugün
- evlenmek istemeyen erkek17
- 13 ocak 2025 cumhurbaşkanımızın müjdesi18
- osmanlı torunuyuz diyenlerin ortak özellikleri10
- apo ile işbirliği yapana oy vermek8
- öğretmen olmak için gereken özellikler14
- dün fetöyü savunanların bugün apoyu savunması26
- akp nin yaptıklarını chp yapsaydı12
- akp'li kıvraklığı13
- aktrollerin her başlığa yetişememesi13
- hull city14
- akp ve mhp'nin demlenmesi8
- kırmızı kart diye bağırmak8
- teröristle müzakere değil mücadele edilir14
- sabah ezanı11
- 30 yaşından sonra aşık olmanın imkansız olması22
- feridun düzağaç ın ulu sözlük yazarına açtığı dava9
- akp rezillikleri15
- yeni çözüm süreci9
- öğrencisine sapık mesajlar atan din hocası12
- 12 ocak 2025 başakşehir galatasaray maçı28
- anın görüntüsü11
- evrim17
- apoya beyefendi diyen mhp'li vekil28
- kamos15
- gece banyo yapmak vs sabah banyo yapmak15
- beklenen büyük istanbul depremi16
- ülkeyi isviçre yapmak9
- mhp'nin öcalan'ı kullanıp atması34
- pandela silik olsun kampanyası18
- kemalistlerin 15 temmuzda korkudan altına işemesi13
- başıboş sokak köpekleri8
- 12 ocak 2025 erdoğan'dan müjde açıklaması11
- abd yanıyor23
- bir tuşla herkesi çırılçıplak soyabilen teknoloji11
- akraba evliliği12
- aragorn'un sauron ile çözüm süreci yapması9
- abd'ye ulaşmak zor ama işgal etmek kolay8
- kaptan memo yu kudurtan eko8
- trendyol da satış yapmak14
- fakirler bu saatlerde ne yapıyor sorunsalı10
- en uyuz olunan yeni nesil isimleri14
- ekrem imamoğlu'nun şam ziyaretinin reddedilmesi17
- 30 yaşından sonra aşk meşk işlerinin bitmesi9
- pkk terörünün bitiyor olması20
- abdullah öcalan'ın mhp den aday olması12
- bugün yaşayan herkes kıyma püresine dönüşecek8
- kitap okuyunca külon artar mı10
- kızılcık şerbeti10
- 10 ocak 2024 dolandirilmam13
- betona sevilen kişinin adını yazmak16
uzun zaman oykusunun peşinde iz surduk.. bir bilinmezlikten seslenen gaip yukunun dışında, elde tutulan bir kaç kare fotograf karesinden ibaretti cogumuz için. tüm girdaplarımıza sokulan, içimizde turlu halelere burunebilmesine ragmen kendini serin tutabilecek kadar dışımızdaydı. herşeyi ile bilinmezliklerle sarmalanmıştı... el altından kopyalanan albumlerine eşlik edecek bir oykusunden mağdurduk..
bir zamandan kayıt edilerek, kayıplarla dolu omrumuzun içerisine yol harcirahi niyetine yollanan ezgiler olarak dinlemeye alıştırdık sonraları kendimizi. belki boylesi çok daha uygundu '' katliamlardan, yok edilmeden, baskılanmadan'' uzak hep harcirahini iletebilecek uzaklıktı onun ki. asla tanımadan sadece sesle yol alınan bir serüven olarak konukladı içimizde uzun zaman.
ninni kucaklarından, deng meclislerinden, ağız derinliklerinden aşina ezgiler ona çarpınca dahada huzunleşerek yurek lekesine donuştu.. korku golgesinin perdelerinin koyuluğuna aldırılmadan, tum ortuler cekilerek çırılçıplak bir çığlıkla ust sesten alındı tadı... sesinden damlayan kahniya sipi içildi.. bırca belek semalarından tel tel sarmalanan bulut kumelerine uzanıldı. kendi dilinden guzelleşen bir coğrafya oldu evren.. huzunle işlenmiş, ağıt uçurtmaların iplerine tutunarak düşerine akıldı. bungun bir zaman ''sesinde'' yırtılarak, derisinden sıyrıldı. acının telef edilmiş yuzu ile rastlaştık. sesinin süreğinde yol alarak inandık yaşadığımıza.. (o vakitler yaşadığımıza inanmak için ne kadar eksilmişiz)
kısa metinlere sıkışan hayat oykusu, zaman gectikçe daha da belirgenleşti. gizli bir imare olarak nişan ettiğimiz albumleri serbestce yayınlanmaya başladı. bir çok yazarın dunyasından onu keşfedişinin satırlarını okuduk, müziği uzerine denemeler basıldı. muzikleri film sahnelerinde kullanılacak kadar yaygınlaştı. sadece bir ses olarak aldığımız hayatımızda gunden gune belirerek kendini ele verdi. sesini asla golgelemeyen belirgenleşmesi ise 2004 senesinde ortak hafızaması tazelercesine sökun etti...
uzun zamanların terkesinden çıkıp gelmiş, bir karşılaşmayı hesaplayanın ince işciliği ile sezdirmeden dokunuverdik birbirimize. bu zamana kadar yuzbinlerce kişiye tek tek ayrı ciwan veren gizi ile aramızdaydı. bu buluşmaya herbirimizi ayrı ayrı ayarlayarak konuk ettirmişti. yılların sisinden arınarak el uzattı dingin huznumuze. usul usul bir akşam üzeri batman semalarından ahiret kardeşliğine kadar köprü kurdurdu... onsuz içilen suya, bulut sırmalarına harcirahimiz sabit kalarak beraber yol aldırdı.. düşlerinin peşinde düşünlere, düş olup gercekliğe donenlere herşeyin telafisini sağlayan yaşama daha da abanılarak iklimler çoğaltıldı... yeni bir zamana uzanıp sessizce örttü onsuz üşüyen zamanlarımızın üzerini..
geride yuzu huzunle yıkanmış gömülü yürekler bırakarak, gunun sonunda ''her ses çokça kendin yazgındır *'' diyen bir usullukla çekildi kayıp atlasına...
bir zamandan kayıt edilerek, kayıplarla dolu omrumuzun içerisine yol harcirahi niyetine yollanan ezgiler olarak dinlemeye alıştırdık sonraları kendimizi. belki boylesi çok daha uygundu '' katliamlardan, yok edilmeden, baskılanmadan'' uzak hep harcirahini iletebilecek uzaklıktı onun ki. asla tanımadan sadece sesle yol alınan bir serüven olarak konukladı içimizde uzun zaman.
ninni kucaklarından, deng meclislerinden, ağız derinliklerinden aşina ezgiler ona çarpınca dahada huzunleşerek yurek lekesine donuştu.. korku golgesinin perdelerinin koyuluğuna aldırılmadan, tum ortuler cekilerek çırılçıplak bir çığlıkla ust sesten alındı tadı... sesinden damlayan kahniya sipi içildi.. bırca belek semalarından tel tel sarmalanan bulut kumelerine uzanıldı. kendi dilinden guzelleşen bir coğrafya oldu evren.. huzunle işlenmiş, ağıt uçurtmaların iplerine tutunarak düşerine akıldı. bungun bir zaman ''sesinde'' yırtılarak, derisinden sıyrıldı. acının telef edilmiş yuzu ile rastlaştık. sesinin süreğinde yol alarak inandık yaşadığımıza.. (o vakitler yaşadığımıza inanmak için ne kadar eksilmişiz)
kısa metinlere sıkışan hayat oykusu, zaman gectikçe daha da belirgenleşti. gizli bir imare olarak nişan ettiğimiz albumleri serbestce yayınlanmaya başladı. bir çok yazarın dunyasından onu keşfedişinin satırlarını okuduk, müziği uzerine denemeler basıldı. muzikleri film sahnelerinde kullanılacak kadar yaygınlaştı. sadece bir ses olarak aldığımız hayatımızda gunden gune belirerek kendini ele verdi. sesini asla golgelemeyen belirgenleşmesi ise 2004 senesinde ortak hafızaması tazelercesine sökun etti...
uzun zamanların terkesinden çıkıp gelmiş, bir karşılaşmayı hesaplayanın ince işciliği ile sezdirmeden dokunuverdik birbirimize. bu zamana kadar yuzbinlerce kişiye tek tek ayrı ciwan veren gizi ile aramızdaydı. bu buluşmaya herbirimizi ayrı ayrı ayarlayarak konuk ettirmişti. yılların sisinden arınarak el uzattı dingin huznumuze. usul usul bir akşam üzeri batman semalarından ahiret kardeşliğine kadar köprü kurdurdu... onsuz içilen suya, bulut sırmalarına harcirahimiz sabit kalarak beraber yol aldırdı.. düşlerinin peşinde düşünlere, düş olup gercekliğe donenlere herşeyin telafisini sağlayan yaşama daha da abanılarak iklimler çoğaltıldı... yeni bir zamana uzanıp sessizce örttü onsuz üşüyen zamanlarımızın üzerini..
geride yuzu huzunle yıkanmış gömülü yürekler bırakarak, gunun sonunda ''her ses çokça kendin yazgındır *'' diyen bir usullukla çekildi kayıp atlasına...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar