bugün

ırkçılık yapmanın çok keyifli olması

bu hayatta zevkli olan ama herkesin farkına varamayacağı taddır bu.

ırkçı bir insan mıyım? hayır. bunu birçok entry'mde de görebilirsiniz. ammaaa farklı dil kullanan, farklı dine ve ırka mensup insanların haklarını, insanlıklarını korudum da ne oldu biri bana söylesin. herkesin en nihayetinde iyi ya da kötü bir ancuktan çıktığını ve doğumla gelen, kendimiz seçmediğimiz özellikler yüzünden ayrımcılığa maruz kalmanın bir saçmalık olduğunu anlatmaya çalıştım da ne oldu biri bana söylesin.

söylemeyin lan şaka yaptım. zaten söyleseniz de dinlemem amına koyim. neyinizi dinliyim sizin?

geçenlerde dedim ki kendi kendime: "düşünmee, düşünmeeeeğğ. kim anlamış ki sen anlayasın böyle."

şaka lan şaka öyle demedim. bu entry'de çok şakalı oldu lan. iyice ılıg gödlü bi adam oldum çıktım. neyse.

aslında bi bok demedim kendi kendime. yolda yine saat satan bir siyahi arkadaş gördüm işte. "nabıyon lan eti negro?" dedim, "bitter çaklıt diye yemesinler seni" dedim. böyle hüzünlü hüzünlü baktı bana. adeta gözlerindeki o ezilmişliği, farklı olmanın verdiği o "neden ben?" bakışını gördüm ve kahkahalara boğuldum amına koyim. o ne biçim bi bakıştır lan?! çok keyif aldım adeta.

bir de kürt bi arkadaşım vardı. vardı diyorum çünkü artık yok. niye yok? anlatayım. hastalanmış bu salak. aradı beni, "ben hastayım lan gelemicem" dedi. ben de o siyahi saatçiyi hatırladım ve "niye lan, dayanamayıp parktaki havuzlara mı girdin? kan çekiyor dimi dayanamıyosun ahahahha" falan dedim. üzüldü tabii. "sen çok değiştin. bu yaptığın ırkçılığa gire..." demesine kalmadan "sus lan kürdo." dedim ve susturdum. sonra alt dudağın titreme sesini duydum adeta. bildiğin duydum o sesi.

üzüldüm mü? hayır. ne üzülcem lan. hatta aşırı keyif aldım. anası babası üzülsün amına koyim.