bugün

capoeira

Yüzyıllar önce, bugün şiddetle andığımız köleliğin, altın çağını yaşadığı döneme damgasını vuran bir savaş sanatı... 16. ve 17. y.y'larda anavatanları olan Afrika'nın çeşitli bölgelerinden hiç tanımadıkları topraklara zorla getirilip köleleştirilen siyah insanların yaşama sevincine ulaşmış Capoeira'nın tam olarak hangi tarihte ortaya çıktığı kesin olarak bilinmiyor.Afrikadan Brezilya ya getirilen köleler çok ağır şartlarda şeker pancarı, patates, tütün tarlaları ve maden ocakları işçiliğinde çalıştırılıyordu ve bu zor durum onların bir şey keşfetmelerine neden oldu, yer yüzünde sadece güçlülerin yaşayabileceği gerçeği. işte bunu kendilerine ilke edinen köleler artık daha güçlü olmak için iyiden iyiye silahlanmaya başladılar ve capoeiranın temellerine ilk kez bu dönemde rastlandığı söylenmektedir. O dönemde köleler büyük gruplar halinde üç bölgede bulunuyorlardı Recife, Bahia (Salvador) ve Rio De Janerio. Buralardaki köleler diğer gruplara göre daha şanslıydılar, çünkü kalabalık ve güçlüydüler. 1650li yıllarda Recife deki 40 kadar köle ayaklandı ve kölekamplarını yaktılar. Önlerine çıkan bütün engelleri yıkarak günlerce hatta aylarca kaçtlar ve sonunda Quilombos dedikleri ve güvenli olduğunu düşündükleri bir mekana geldiler, bölgeyi adeta bir sur gibi çevreleyen palmiye ağaçları vardı. işte bu mekanda Capoeiranın ilk temelleri atılmış oldu. Yıllar geçtikçe daha da kalabalıklaşarak güçlendiler, birçok zaman askerler ve köle sahipleri tarafından yokedilmek istendiler ancak her defasında Capoeira sayesinde tam donanımlı askerleri püskürtmeyi başardılar. Böylece Capoeira köleler arasında silah ve özgürlüğün sembolu olarak görülmeye başlandı. Topluluktan ayrılan bazı köleler diğer köle gruplarına katılarak onlara Capoeira öğretmeye başladılar, haftanın hergünü köleler gizli gizli Capoeira çalışıyorlardı, bazı beyaz insanlar müzik ve dans karışımı olan Capoeiranın aslında ölümcül bir savaş sanatı olduğunu anlamadılar. 13 Mayıs 1888 de (yani kaçırıldıktan 250 yıl sonra) köleler resmi olarak özgür oldular. Bu günden sonra bazı afrikalılar evlerine döndüler. Diğerleri çiftliklerde ve kasabalarda iş bulamadılar ve çoğu şehirlerde potansiyel suçlu oldular. Kalanlar yani Capoeira bilenler bu bilgilerini kullandılar ve çoğu politikacılara bodyguard oldu. 1890 lı yıllarda az da olsa bazı üst tabakainsanlar Capoeira çalışmaya başladılar. Bu politikacıları korkuttu ve korunmak için özel bir polis timi kuruldu ve bir kanun çıkartıldı. Bu kanunun B kısmında bazı Capoeira hareket, antreman ve suç maddeleri bulunmaktaydı. Daha sonra Capoeira ile ilgilenen herhangibir insanın anında cezalandırılmasını öngören bir kanun daha çıktı. Bu kanunlara karşılık olarak Sampio adında Capoeira ustası bir polis şefi bütün adamlarına Capoeira öğrettive bu şekilde suç işleyen bütün şebekelerin suyunu kuruttu. Fakat bu da yeterli olamadı. Capoeirayı yasaklayan kanun 1920 yılına kadar geçerliliğini korudu. insanlar gizli olarak halk dansı adı altında Capoeira çalışıyorlardı ve böylece çoğu töreyi korumuş oldular. 1937 yılında önemli ustalardan birisi (Mestre Bimba) bu sporu bir sanat olarak sunması için başkente çağrıldı, çok başarılı bir şekilde Capoeirayı tanıtan usta evine dönünce yasal bir okul açtı bu şekilde Capoeira gün geçtikçe gelişti ve ülke çapında bir spor haline geldi. Brezilyada Capoeira artık her yerde, okullarda, liselerde,kulüplerde hatta orduda