bugün

yol için camiyi yıkarız

medeniyetin yol yapmak olduğunu sanan birinin söylemi. tabi bunu ancak kendisi söyleyebilir. mesela ben bir pankartın üstüne "yol için cami bile yıkılır" yazıp akp binasının önüne gitsem en az 6 aydan başlar. bir kamyon da sopa yerim. ama milyonlarca kişinin izleyebileceği bir platformda bunu söylemekten hiç çekinmiyor kendisi.

bir de ben bu akp nin "lego tarzı yönetim" şekline de hastayım ya. ağaçlar sökülüp başka yere taşınır, cami yıkılıp aynısı başka yere yapılır. ülkeyi yeşil lego tabanı gibi zannediyorlar sanırsam. oradan al oraya tak... neyse...

şimdi medeni ülkelerdeki ulaşım sistemleriyle bizim ulaşım sistemlerimizi karşılaştırmak zaten çok hayalcilik olur. yani ulaşıma gelene kadar geride olduğumuz bunca şey varken, ulaşımın medeni olduğunu iddia etmek dünyaya at gözlüğüyle bakmaktır. mesela hiç türkiye' yi bilmeyen birisine; halkın ekonomik durumunu, asgari ücreti, sağlık problemlerini, açlık sınırını falan anlatsan muhtemelen develerle ulaşım sağladığımızı düşünür. şimdi diyeceksiniz ki "lan onlar cehaletten bizi deveye biniyor zannediyorlar." . yok kardeş öyle değil o. adamlar "medeniyet" nedir bildiği için türkiye ile ilgili bir şey öğrenmek istediğinde eğitim sistemine, ekonomik durumuna falan bakıyor. bunlara bakınca da bunlar binse binse deveye biner amk diyorlar. olay o yani.

medeniyet - ulaşım ikilemine bakarsak, ki bence iki alakasız kavram, benim şahsi fikrim medeni ulaşım sisteminin (tamlamayı kes) raylı sistem olduğudur. yer altı veya yer üstü farketmez, dünyadaki gelişmiş ülkelerin bir çoğu önceliği raylı sistemlere verirler. hani londra şehir merkezine arabayla girmek 20 sterlin miş ya. heh işte o 20 sterlin sen o raylı sistemi kullan, az insan ol diye. zira raylı sistem hava kirliliğini, gürültü kirliliğini minimumda tutar ve gideceğin yer 1 saatlik bir yer bile olsa, sürekli seyir halinde olduğun için -yani trafikte afedersin sik gibi aynı yerde beklemediğin için- stresini de minimumda tutar.

aslında trafikte en çok rahatsız eden şey gittiğin yere çok uzun sürelerde varmak değildir. çok yakın mesafelerdeki yerlere uzun sürelerde ulaşmaktır. yani bugün taksim den atatürk havalimanına hiç trafik olmadan 20 dakikada gidebiliyorken, aynı mesafeyi trafikte 1 saat gitmektir. asıl sinir bozucu olan şey budur. ama şimdi mesela taksim den atatürk havalimanına metroyla 2 saatte de gitsen bu sana koymaz. en azından ne zaman varacağını bildiğin için ve 20 metrelik mesafeyi 30 dakikada gitmeyeceğinin farkında olduğundan hem stres yaşamazsın, hem de gideceğin yere zamanında varırsın.

maliyet açısından bakarsak tabi ki raylı sistemler asfalt a göre çok daha pahalıdır. ama sen yıllarca topladığın deprem vergileriyle duble yol yerine şu anki metro hattını en azından iki katına çıkartabilirdin. böylece cami yıkmaya da gerek kalmazdı.

medeniyet = asfalt zihniyetinde insanlar dolaşıyor aramızda. çok acı gerçekten. adamlar topladıkları deprem vergilerini asfalta çevirirken bile gururlanıyorlar. deprem olsa ev yıkılsa asfaltta yatıracaklar insanları demek ki...