bugün

türkçenin okunduğu gibi yazılmaması

20 yıl önceki metinlerde ile bağlacının "le" şeklinde yazılmadığını iddia eden Türkolog!ların yorumladığı konudur. hadi 20 yıl önce en fazla bir tarafı bezli bebektin de 20 yıl önce yazılmış metinde mi okumadın ? bundan 30-40 hatta 50 yıl önceki dil yanlışlarına örneklerde "benle" değil "benimle" yazılır. "senle" değil "seninle" yazılır gibi yazarlara, konuşanlara birçok tenkitte bulunulmuştur ilk aklıma gelen bunlar. yani uydurmaya gerek yok.

TDK'ya gelince, götünü toplayamayan bir kurumun ülkenin diline yön verecek bir ağırlığı olamaz. Şükrü Haluk akalın hocayla en son 2006 yazında temasım oldu ve bizim kadromuz yok, kadromuz yokken tamamen gönüllülük esasına dayalı bir ortamda biz nasıl verimli bir kurum olalım diye ağlıyordu, bilmiyorum ondan sonra kadro meselesi ne oldu verdiler mi vermediler mi bilemem ama kendisinin Türkçe olimpiyatlarında boy göstermesi verilen kadroların da bilimselliği hakkında yeterince fikir verir.

Bununla beraber istanbul Türkçesi! oluşturma hamlesi istanbul'un Osmanlı'nın ve Türk dünyasının başkent olma niteliğindendir, istanbulluların veya Türkiyedeki diğer şehirlilerin Türkçesi çok güzel olduğundan değil. Yani Türkiye'deki şehirli twitter'da iiii, kib, mucks yazıyor diye istanbul Türkçesi için iyi, iii, öpüyorum, mucksss olamaz. bunun dilin yaşayan varlık olmasıyla bir alakası yoktur.

Ayrıca istanbul Türkçesi kavramının da esasında ne kadar yanlışlıklar içerdiği konusunda tartışmalar 19. yy'ın sonunda yeterince yapılmıştır ve istanbul Türkçesi kavramının sadece sembolik bir önemi olduğu esas ortak Türkçe'nin tee çağataycadan bile temellendirildiği görülür. Yani Ağızlar, Lehçeler istanbul Türkçesi diye ismen kalan Ortak Türkçe için önemsiz değildir. istanbul Türkçesi zaten bu lehçelerin ortaklaştırılma isteğinin bir ürünüdür.

Neyse burada mesele hocalarından ezberle fikirler yürütmek değil, Türkçe'nin ses, kök, ek varlığının değerini, ne kadar önemli olduklarını, anlayabilmek ve yazı dilinde de net olmasa da bunların ayırımına gidip böylece Türkçe'nin yüzlerce milyonluk potansiyelini bir çatı altında olduğunu gösterip Türkçe'nin yok olmayacak bir dil olmasını sağlamaktır. Bunda da tekrar ediyorum istanbul Türkçesinin temellendiği bütün Türk lehçelerini ağızlarını iyi kötü bilmek lazımdır. Edgü'den, d düştü, sonra Egü oldu eyin iyi diye ezberlerle de olmaz bu. Türk lehçelerini bilirsen bu değişimlerin hangi noktalarda nasıl olduğunu bilirsin. Zaten bu değişimleri keşfedenler de diğer Türk lehçelerini, ağızlarını araştırarak keşfetmiştir. Yani yaşayan dilin yaşayan diğer kısımlarını. Kaldı ki "iyi" gibi muhtemelen sonradan yapılan tertip de ne kadar doğrudur "eyi"nin vs yanında o da soru işaretidir. Yani Türkiye'nin şehirli vatandaşının angut angut dil kullanımlarını doğal olarak kabul edip bütün türkçe'yi temsil eden istanbul Türkçesi kök, ek zart zurt yapısını manasızlaştıracak şekilde bozulamaz.

Kib, öptüm muckzz.