bugün

mutsuzluk ahlaksizliktir

ideal bir sözlük başlığı bulmuş ahmet inam. ama isminden çekinildiği için herhalde, bakınızlarla filan ayar vermeye kalkışmamış burada kimse. haddini bilmek güzel.

hocanın bu yazısında "mutsuzluk ahlaksızlıktır" gibi "sansasyonel" bir ifadeyi "aptallar mutlu olur"* türünden tuhaf yargılara karşı olarak kullandığı aşikar. mutlulukla zeka arasında ilişki olsa olsa, mutsuzluğunu zekasıyla açıklayan birinin aptal olduğu yönünde bir kurala bağlanabilir ancak! bunun tartışılacak bir tarafı yok ve bu yazıya konu olan mesele de bu noktada bitiyor aslında. konuyu bir adım ileri götürerek mutluluğu kutsamak, aynı tuhaf ilişkilendirmeyi yapmak oluyor yeniden.

öte yandan mutluluk, hayatını buna adayanlar için bile istisna anlardan ibaret olduğundan, genel bir duruş olarak benimsenmesinin aldanmakla ya da daha hafif bir tabirle söyleyelim, "kendini inandırmak"la ilgili bir yanı var her zaman için. ahmet inam'ın yine nazire yaparcasına verdiği örnek, " mutsuzluk sebeplerini biliyorum. her şeyin farkındayım ve bu bile bir mutluluk vesilesi" gibi bir düşünce de bunu yeterince açıklıyor galiba.

bu konu bireyin hayata nasıl baktığıyla ilgili. hayatı mutlu olup-olmama meselesi olarak görenler için işte bu ahmet inam yazısı bir reçete. uygulanır ve faydası da görülebilir. ancak, hayata daha başka anlamlar yükleyenler mutsuzluğu da göze alınacak, katlanılacak bir şey olarak görebilirler, hatta bizzat mutsuzluktan da enerji ve güç alabilirler. (kimse de ahlaksız diyemez onlara!)

yeterince haddini aşıp, okunabilirlik sınırını çoktan geçmiş bu entry'i mutlulukla sona erdirken, "karakterli insanlar"ın-"dünyayı değiştirecek insanların" asli niteliğinin mutluluğu ya da mutsuzlukları olmadığını bir tür teselli olarak tekrarlayayım.

"bu yazıyı da elbette kendini sorgulayan bir mutsuz, bir ahlaksız yazdı."
güncel Önemli Başlıklar