bugün

freddie mercury

hayatımda gördüğüm en sempatik adamdır.

yahu bir insan nasıl bu kadar sempatik ve karizmatik olabiliyor sorusunu akıllara getirir. dünya üzerinde hiçbir sanatçıda olmayan emsalsiz bir sesi vardır. bu ses konuşurken bas bariton, şarkı söylerken tenor çıkar. hatta freddie mercury neden dişlerini düzelttirmedi sorusunun cevabıdır. çünkü, mercury sesinin değişeceğini düşünerek ve haklı olarak bunu istemeyerek asla dişlerini yaptırmamıştır -bu nedenle hep ağzını kapatarak güler - o harika sesi bizlere bahşeden bu dişler tüm çarpıklıklarına rağmen baş tacı edilmeyi hak ediyordur.

bunların haricinde freddie mercury oldukça duygusal bir adamdır. aşk şarkıları her ne kadar neşeli duyulsa da (bkz: i was born to love you) aslında benim için tüm o neşenin ardında derin bir hüzün barındırır. çünkü freddie mercury yaşadığı aşklarıyla tamamen burukluğun her boyutunu görmüş bir insandır, tapılasıdır, samimidir.

sahne şovlarındaki enerjisi kimsede yoktur. ölümünden yıllar önce gerçekleştirdiği muhteşem konserleri, ölümünden yıllar sonra izlenildiğinde aynı etkiyi bırakır. sadece sizin için bir kez daha şarkı söylüyormuş gibi bir izlenime kapılmanızı sağlar. sonsuza kadar queen'in o farklı notaları, freddie'nin o benzersiz sesiyle yaşamak istersiniz. fakat tanrı onu siz doğmadan yıllar önce yanına şarkı söyletmek için almıştır çoktan.