bugün

insan 7 sinde ne ise 77 sinde de odur

insanların yüz yıllardır edindikleri tecrübelerine dayandığı için doğru olabilitesi yüksek olan bir sözdür. bunu freud amcamız da zamanında dile getirmiş. freud'a gore kişilik yaşamın ilk 6 yılında oturur. bu yüzden bu yaşlarda anne baba tutumu çok önemlidir.

çocukken karşı komşumuzun kızı pek çeçerondu. oyunlarda kavga eden iki kişiyi ayırır ikisini de dinler. kim haklıysa karar verir. sonra bir açar ağzını haklı olan tarafı savunur da savunur. herkes kıza hak verdiğinden diğer çocuk da dayanamaz küser evine gider ağlardı. her olayda aynı şey olurdu. sonra bu kız büyüdü ve ne oldu tahmin edin. hukuk fakültesini kazandı, bitirdi, şimdi staj yapıyor.

hayatımızda kendi seçimlerimize büyük ölçüde karakterimizin etkisiyle kendimiz karar veriyoruz. peki karakterimizin içine mi tıkılıp kalacaz. karakterimiz bize sınırlar çeken, bizi kısıtlayan bir şey midir? çevre koşulları buna yardımcı mıdır? ya da karakterimiz çevre koşullarını görmezden mi gelir?

mesela liderlik özelliğine sahip olmayan biri gün gelip de bu özelliği kazanır mı? kazanamazsa neden kazanamaz? ya da şartlar onu lider olmaya zorlar mı? peki ama şartlar niye diğerlerini değil de onu zorlar?

tam tersi liderlik özelliğine sahip olan biri günü gelince bu özelliğini herhangi bir ortamda yitirebilir mi? belki bu kolay kolay olmayabilir.

bir insan daha once başaramayacağını düşündüğü bir şeyi başardığını görünce kendini yeteri kadar tanımıyor mu demektir? yoksa karakterinin çizdiği sınırlardan mı kurtulmuştur?

bir insanın değişmesi ne anlama gelir? gerçekten değişebilir mi? hani yedisinde neyse yetmiş yedisinde de o'ydu? yoksa başaracaksın! başarabilirsin! başardın bile! tarzı kitaplar doğru mu söylüyor?

ne ulan bu! şimdilik çıkarttığım sonuç; karşı komşunun kızına bakaraktan yedisinde ne ise yetmiş yedisinde de o diyebiliriz. ama bu örneklem çok küçük olduğu için yetmez. karakterimiz balon gibi esnektir. ama patlaması için bir eşiği var mı yok mu bilemiyorum. neyse ya başlarım yediye de yetmiş yediye de...