bugün

gezi parkı direnişinin akp ye faydaları

bir tayyip erdoğan klasiğidir kriz çıkartmak ve bu krizi kendi lehine ve menfaatine kullanmak. o ağır egosu ve direkt bencilliğini tavan yaptıran dalkavuklarının yönlendirmesi ile ülke gündemini istediği gibi yönetmekte ve kontrol altında tutmaktadır. peki durup dururken ne oldu da, özgürlükler ve refah konusunda çığır açan ülke bir anda iki ağaç yüzünden böylesine büyük çaplı bir kaosa sürüklendi?

evet beyler ister beğenin ister beğenmeyin ama kemalizm ölüm döşeğindedir. bu haykırışlar, bu feryadı figan işte bu yüzdendir. iktidarı elinde bulunduran ve son darbeyi indiren grup ölüyü toprağa vermeye hazırlanırken, diğer grup ise canlandırmak ve ayağa kaldırmak için son çırpınışlarını yapıyor. biraz daha derinlemesine irdelersek bu gezi direnişinin ve yaratılan kaotik ortamın tayyip erdoğan'ın aleyhine değil lehine olduğunu görmemiz işten bile değildir. sokaklara dökülen kalabalıkları hafife aldığımdan değil, toplumun genel kanaatini dikkate aldığımdan bu sonuca varıyorum. akp'ye oy ve destek veren kesim açısından bu olay genel itibarla televizyon karşısından çerez eşliğinde izlenecek bir eğlencelikten ibarettir. toplumun genel kanaati "amuğa kodumunun goministleri" tepkimesi dışında değildir.

dünü hatırlamak ve yarın korkusu.. etme bulma dünyası azizim...

fazla değil bundan onbeş yıl önce müslümanlar, inançlarını sadece evlerine kapalı bir halde yaşamaları hususunda baskı ve şiddet görüyorlardı. hemde bu baskı ve şiddetin tonu bugünkünden çok farklıydı. insanlar başörtüsüne özgürlük için okul önlerinde, cami önlerinde ve meydanlarda toplanıyor ve sadece zulme uğradıklarını haykırıyorlardı. polise haş atmıyor, caddeleri trafiğe kapatmıyor, dükkanların camlarını indirip yağma etmiyordu. sadece maruz kaldığı haksızlığı dile getiriyor ve sesini duyurmaya çalışıyordu. bunun karşında polis bugünkü gibi sadece biber gazı kullanmıyordu. polis bu gösterileri dağıtmak için direkt cop ve kaba kuvvet kullanıyor, karşısındaki insanlar ise kat'iyen polise karşılık vermiyor buna rağmen bu insanlar bu sivil itaatsizliklerinden dolayı hapis cezası alıyor, okullarından atılıyor, işlerinden kovuluyor ve tam manasıyla devlet tarafından eziliyorlardı. bunlar meydana gelirken bizim medyamız meydanların nabzını mı tutuyordu sizce? tabii ki hayır. turnike, çarkıfelek gibi saçma salak programlarla dolduruyorlardı ekranları. kimse hak ve özgürlüklerin, baskı ve dayatmanın son bulması için sokağa dökülmüyordu. çünkü dökülürse kan döküleceğini biliyordu. belki bir devrim olacaktı ama hiçbir devrim insanların canından daha değerli değildi...

gezi direnişçilerinin büyük çoğunluğu kuvvetle muhtemel yukarıda anlattıklarımın hiçbirine şahit olmadı. ya o yıllarda sokakta kısa donla dolaşıyordu. yada evinde televizyon karşısında oturmuş çerez yiyen sessiz çoğunluktaydı. şu bir gerçek ki o gün sessiz kalanların çoğu bugünde sessiz ve güçlü olanın yanında. onlar için güçsüz olan ve ezilen, güçlü olanın gücünü göstermesi için bir talim tahtasından ibarettir. ve bu çoğunluk ekmeğinin peşindedir. olaylara karışmaz, anarşik olmaz...

bu olayların bir prim savaşına dönmesinin sebebi ise yaşı yetenlerin o yıllardaki baskı rejimini hatırlıyor olmasıdır. küçümsediğim için değil ama böyle bir direnişi tankların yürüdüğü bir ortamda yapmak, bugünkü gibi gaz bombasına maruz kalarak yapmaktan çok farklıdır. işte bu yüzden biraz çocuksu bu yüzden yüzden ergen ve çok romantik...

o yıllarda uygulanan baskıları hatırlayanlar ve çıt çıkaramasa da ortada yapılan bir haksızlık olduğunu düşünenler eminim ki bugün, o yılların müsebbibi olan düşüncenin öldüğünü görüyor ve aşikar olmasa da içlerinden "oooh canıma değsin" diyerek kemalizmin ölümünü kutluyorlar. işte en çok bu yüzden oy patlaması yaşayacağını düşünüyorum akp'nin ve yarınki mitingde eminim ki yine cuntadan, vesayetten ve o yılların resmini çekecek ve insanların gözüne sokacak bir konuşma bekliyorum. bakın bize bunlar yapıldı ve biz böyle karşılık verdik, şimdi iktidar olarak biz böyle yapıyoruz, iyi niyetlerle olaya yaklaşıyoruz ama böyle muamele görüyoruz denilecek. hep ezildik, hep eziliyoruz... bu defa ezilmemek için evet diyelim denilecek...

işte aziz dostlar bence bu halka zulüm etmek ve halkın özgürlüklerini kısıtlamak için çıkan bir kriz değil. kemalizmin kökünü kazımak ve bu halde bile ezilen olmayı başarabilmek adına kasıtlı çıkarılmış bir krizdir. yani tayyip başa geçtiği günden beri, sonucu belli bir seçime çıkacak ve yeni dönem daha bi güçlü gelecektir..

hasılı olan gaz yiyen çocuklara ve günlerdir orada bekleşen polislere olmuştur. yoksa başta amerika yedirmez tayyibi merak etmeyin..

öptüm. kib. bye..