bugün

gezi parkı direnişinin akp ye faydaları

akp nin bir gönül birliği olduğu kadar çıkar birliği de olduğu gözönünde bulundurulduğunda akp den nemalanan kesime gözdağı verilmiştir.

şöyle açıklayayım. ülkede milli görüş geleneğindne gelen muhafazakar olan %20'lik kemik bir seçmen kitlesi olduğunu varsayalım. "e o zaman geri kalan %30 ne?" derseniz eski ülkücü, solcu, liberal, herhangi bir görüşe bağlı olmamakla birlikte chp / mhp / eski tip siyasetten bıkmış seçmen, işleri tıkırında oldukça akp ye yönelen, cemaatçi olmamakla birlikte muhafazakar olan vs...

kemik gruba sonradan iliştirilen bu grubu bir arada tutan şey düne kadar "çıkar birliği" idi.
bugün ise buna "korku birliği" eklendi.
son gezi parkı olayları sonrası rte nin "benim sayemde daha da zengnleştiniz. şimdi beni satarsanız sizi yakarım" türü mesajları hep bundan.

bu arada akp ye faydaları dedik ama akp ye çok önemli bir zararı da oldu bu gösterilerin.

rte nin karizması çizildi!
bugüne kadar ya korkutarak ya da satın alınarak susturuldu muhalif kesimler.
bir grup genç; muhalif partilerin, bilimum bürokrasinin, yargının, üniversitelerin, medyanın, iş adamlarının, ordunun yapamadığını yaptı.
korku imparatorluğunu yıktı.
bundan sonra şiddetten uzak demokatik tepkilerin daha fazla verilmesinin önünü açtılar.

rte nin karizmasının çizildiği kendi seçmeni tarafından bile anlaşıldı.
bugün mitinglerde "dik dur ezilme bu millet seninle" diye boşuna bağırmıyorlar.

bu neden mi bu kadar önemli? bizde siyasal sisteme oy verilmez. parti liderine oy verilir. ondan siz bakmayın demokrasi dediğimize aslında 4 kişinin (halijazırda mecliste bulunan 4 parti lideri) görüşleri önce tüm meclisi, sonra ülke kadarini belirler.
rte düne kadar "güçlü liderdi". bugün "halkın kendini destek çıkmak zorunda hissettiği lider" konumuna düştü.
bakalım rte bundan da bir "mağduriyet" yaratıp sıyrılabilecek mi?