bugün

akp barış karşılığında pkk ye ne verdi

ümit özdağ dan gelsin
-------alıntı--------

Ümit Özdağ: Demirtaş'tan müzakere şartları
Haberler - Ümit Özdağ
25 Nisan 2013

Ümit Özdağ: Demirtaş tan müzakere şartları
Haberler - Ümit Özdağ
25 Nisan 2013

AKP iktidarı başta Başbakan Erdoğan ve sonda akil insanlar olmak üzere Türk Milletini PKK yı hiçbir taviz vermeden barışa ikna ettiklerine inandırmaya çalışıyorlar. Ancak, AKP nin bu propaganda sürecini zora sokan, barış süreci ortağı BDP ve PKK dır. AKP den gelen her taviz yok açıklamasına BDP-PKK dan şunlar da olmadan olmaz cevabı gelmektedir. Örneğin, Nurettin Canikli, Bu sürecin somut sonucu terör örgütünün tasfiyesidir derken, Aysel Tuğluk, PKK nın Türkiye de barış geldikten ve silah bıraktıktan sonra da bir dönem Suriye de ve iran da silahlı güç olarak kalacağını, Avrupa daki örgütsel gücünü muhafaza edeceğini açıklayarak, Türkiye yi neyin beklediğini bir kez daha ortaya koymuştur. AKP nin taviz vermedik propagandasına en çok destek vermeyi amaçlayan açıklama ise BDP eş başkanı S. Demirtaş ın Taraf gazetesinde Neşe Düzel e verdiği demeçtir. Bir siyasetçiden çok bir dış işleri mensubu gibi her cümlenin zihinde 3 defa Aman AKP nin taviz vermedik tezine zarar vermesin diye düşünülerek formüle edildiği anlaşılan bu demeçte bile Demirtaş, AKP den hangi tavizleri almadan barışın gelmeyeceğini açıklamıştır.

Demirtaş, Öcalan ın imralı tutanaklarında açıkladığı gibi sürecin 3 aşamalı olduğunu söylüyor. 1. aşama geri çekilme, 2. aşama yeni anayasa ve 3. aşama normalleşme. Demirtaş: 1. aşamadan sonra, Türkiye nin demokratikleşmesi denilen 2. aşama var. Bu aşamada yasal reformlar ve anayasal değişikler var. Hükümet, demokratikleşme konusunda adım atmak zorunda. Eğer PKK ya sen geri çekil ve bana fırsat ver. Ben Türkiye de demokratikleşme yapacağım diyorsa... Ve PKK da buna uyuyorsa… Şimdi adım atma sırası hükümetindir.

AKP Hükümetinden reformları bekledikleri geçiş dönemi anayasasında Demirtaş, Bütün Türkiye için bölgesel yönetimler önereceğiz. Bir tür özerklik bu… Seçimle iş başına gelen ve yetkileri (egemenliği diye okuyun bundan dolayı özerklik değil federasyon Ü.Ö.) merkezle paylaşan bölge meclisleri bu… Bu bölge meclislerinin içinden de bir tür bölge hükümeti olan bölge yürütmesi çıkıyor. Valinin yerini de seçimle gelen bölge başkanları alıyor. (Erdoğan valiler seçimle gelebilir demişti. Ü.Ö.) Biz parlamentoya anayasa teklifimizi bu şekilde sunduk. Ulusal güvenlik, genel adalet ve savunma, genel bütçe planlama gibi hizmetlerin dışındaki eğitim, sağlık, kültür, turizm bütün hizmet ve yetkiler bu bölge meclislerine ait oluyor. Şimdi Demirtaş ın can alıcı cümlesi geliyor: BiZ BU MODELi BARIŞ SONRASI iÇiN DEĞiL, BARIŞ iÇiN ÖNERiYORUZ.

Özetle Demirtaş, Öcalan, PKK ve BDP nin AKP Hükümetinden beklediği anayasal ve yasal değişikliklerin temelinde federasyonu koyuyor ve ekliyor: Türkçe dışında ana dilde eğitim yapılamaz diyen bir anayasayı asla kabul edemeyiz. Herkesi Türk olarak kabul eden bir maddeyi de kabul edemeyiz.

Demirtaş, Öcalan ın hapishaneden çıkması ile ilgili olarak şöyle söylüyor: Öcalan ın hapiste tutulmasının nedeni Kürt sorununun çözülmemiş olması ve savaşın devam ediyor olmasıydı. Bu koşullar ortadan kalktığında belki cezaevi anlamsızlaşır. Öcalan ı orada niye tutsunlar ki? Yeterince hapis yatmadı mı? Onbeş yıl yattı. PKK yöneticileri konusunda da Demirtaş ın cevabı açık: Dönmek isteyenler dönebilir sürecin sonunda bence.

1) Öcalan ve Kandil in akil insanlar heyeti oluşturulsun önerisini kabul eden;

2) Öcalan ve Kandil in TBMM konuya el koysun talebine önce karşı çıkan sonra BDP ile ortak komisyon kurmayı kabul eden;

3) Öcalan ve Kandil in Geri çekilme için yasal düzenleme yapılsın talebini sonunda kabul edip, içişleri Bakanlığı ile TSK arasında yetki konusunda düzenleme yapan;

4) Erdoğan ın ağzından devlete karşı işlenen suçların affedilebileceğini duyuran,

5) 2023 de eyalet sistemi olabilir diyen Hükümet hâlâ taviz vermeden PKK yı silah bırakmaya ikna ettiğini ileri sürebiliyor.

-------alıntı--------
http://www.ilk-kursun.com/haber/144127