bugün

filmlerdeki bilgisayar programcısı ezik tip

kalın çerçeveli gözlük, inek yalayıp yana yatırılmış saçlar, sürekli yere bakan gözler, omuzların arasına çekilmiş kafa kombinasyonu ile duhul olurlar sahneye.

o ana kadar sürekli taşak geçilmiş, aşağılanmış, yüzüne tükürülmüş, g.tüne parmak atılmış (oha lan bu olmadı) kişi olmasına rağmen suratında yavşak bir "olm durun bekleyin hele, hepinizin hayatını kurtarıp elimi öptürmezsem" bakışı vardır.

hayır 12 senedir program yazarım, abartmıyorum 36 bin kadınla yattım. bu da müthiş bir karizmaya sahip olduğum anlamına gelir. kim düşünüyor olm bütün bilgisayar programcıları tipsizdir diye. sırf bu yüzden barda, diskoda tanıştığım hatuna armatörüm diye yalan söylemek zorunda kalıyorum. (işin kötüsü armatörü de 5-6 sene önceye kadar inşaatla uğraşan biri sanırdım. bildiğin su tesisatçısıymış. ehehe)

neyse ne olur filmin zırt dediği bölümde, bütün güzel kızlar, yakışıklı oğlanlar bir yerde sıkışırlar elektronik olsun, bilgisayar yazılımı olsun bir şeye ihtiyaç olur.

sonra bu ezik çıkar ortaya, cebinden bir laptop çıkarır, cep telefonuna bağlar, onun ucuna mutfak robotu, onun ucuna kahve makinesi, onun sapını da g.tüne sokar, çaat, al sana "uzay mekiğinin yörüngesini değiştiren süpersonik alet".

hemen oturur klavyenin başına, ha bir de bu klavye sapık bir klavyedir her tuşuna bastığında "vit, zit, dit, bit" diye ses çıkarır. ses ayarını kapatacak kadar zeki değildir bu eleman ne yazık ki.

neyse kurtarır herkesi, kızlar bunu yanağından öper. bakın dikkat edin yanaktan, bu ezik kızarır, bozarır, utanmadan mutlu filan olur.

allahın salağı.

ehi ehi ehi diye gülerken zaten çoktan sevişmeye başlamıştır güzel kızlarla, yakışıklı erkekler. bu eve gider maket arabadan elektrik süpürgesi filan icat eder. neresine sokacaksa artık.