bugün
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı36
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım10
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- türkiyede çok abartılan arabalar16
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler19
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- anın görüntüsü17
- uzağı göremeyen insan8
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss14
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ali erbaş11
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
4 - 7 Eylül 2013 tarihleri arasında 8. kez toplanacak kongredir.
8.kongrenin katılıma davet çağrısı içeren bildirisi :
"iktidar ve dayanışma
Karaburun Bilim Kongresi'nin sekizincisini gerçekleştireceğimiz bugün; insanlık, kapitalizm tarihinin en büyük sömürü, yağma ve talanı ile karşı karşıya... iktidarın hegemonyasının alabildiğine yoğunlaştığı ve tüm muhalefet odaklarına yönelik baskı, tehdit ve şiddetin doğrudan doğruya saldırıya dönüştüğü bir dönemdeyiz. "Çığrından çıkmış bir zaman bu" diyordu Shakespeare. Şüphesiz "çığrında" bir zaman yoktur; ancak bazı devirlerin çığırında olmama özelliği, nispeten daha belirgindir. Tam da böyle bir zamanda yaşıyoruz. Emek ve sermaye arasındaki antagonizma, sermayenin utkusu lehine tarihin tozlu raflarına kaldırılmak isteniyor. Kapitalizmin temel çelişkisi derinleşerek devam ettiği halde, bugün ezilen sınıfın bir iktidar mücadelesi ve bu mücadele için toplumsal dayanışma gerçekleşemiyor.
insanlık baskı, şiddet ve egemen ideoloji marifetiyle yeniden yapılandırılıyor ve topyekûn bir teslimiyete zorlanıyor. Korku, insan aklını parçalayarak toplumu büyük bir geri çekilmeye zorlarken; ezilenlerin siyasetini varlıklarını korumaktan ibaret bir praksise, bilim insanlarını da kendilerini toplumdan ve toplum yararına bilgi üretmekten kaçınan insanlar olmaya mahkûm etmeye çalışıyor.
Oysa bilim insanının görevi, her zaman, özellikle de baskı ve korku ortamında alternatif ve eleştirel bilgiyi üretmek ve toplumun özgürleşmesine katkıda bulunmaktır. Ezilenden yana siyasetin görevi ise bu bilgilerden beslenerek düşünce ile eylem arasındaki bağı kurmak ve pratiğin öznesi olmaktır.
iktidarı gerek kavramsal gerek tarihsel ve toplumsal süreç içerisinde değerlendirmenin yanı sıra kim(ler)in, nasıl ve niçin iktidar olacağı, olması gerektiği akademinin bugünlerde itibarsızlaştırılan toplumsal sorumluluğunun bir parçasıdır. Yerel yönetimler, cumhurbaşkanlığı/başkanlık ve ardından genel seçimler ile Türkiye için 2014 seçim yılı olacak. Niteliği, içeriği tartışılabilir olsa da seçimler, Türkiye'de iktidarı belirlemenin ve politize olmuş ortam sayesinde kitlelerle bağ kurarak tarihsel-toplumsal sürece müdahalenin bir aracıdır. Aynı zamanda tarihsel olarak devrim mücadelesi de iktidar tartışmalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu açıdan önümüzdeki dönemde, muhalefet adına siyasete müdahale edilebilmesi açısından siyasî öznelerle birlikte taraf olan akademisyen(ler)in de sorumluluğu artıyor. Bugünün iktidarının, onunla derdi olanların mücadelesinin ve yanı sıra aralarındaki dayanışmanın biçim ve niteliğini ortaya koyma gereksinimi tüm çıplaklığıyla ortadadır. Bu nedenle iktidar ve sermayenin giderek artan baskısına karşı yalnızca eleştirel değil, taleplerimizi dillendiren ve iktidar olmak için mücadeleyi hedefleyen bir siyasî sürece ve bu sürecin çözümlemesine gereksinimimiz var.
Ezen sınıfların makûs talihinin bir parçasıdır ki saldırının böylesine bütüncül olduğu bu dönemde direnenlerin de birbirleriyle ilişki kurma, dayanışma ve deneyim aktarma olanakları artıyor. iktidar yapıları gerek bu direnişlere karşı gerek tarihsel misyonlarının gereğini daha iyi yerine getirebilmek için yeniden şekilleniyor. Sermaye ile iktidar arası bağ eski gizliliğini yitirirken her türüyle resmî şiddet, “meşru” yüzüyle gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçasına dönüşüyor.
Bu nedenlerle, Karaburun Bilim Kongresi olarak bu yıl iktidarın ve Dayanışmanın bilgisini üretmek için yola çıkıyoruz. Karaburun Bilim Kongresi'nin bilim ortamına özgün katkılarından biri, Türkiye'de bilim ve siyaset alanlarının arasında kendi sınırlarını/duvarlarını aşarak bir ilişki kurabilmesi için gösterdiği çabadır.
Kongremiz; ezilenlerden ve emekçilerden yana siyaset yapanların bilimsel bilgiden beslenmesini sağlamayı, toplumsal ideolojinin oluşumunda egemen güçlere karşı alternatif toplumsal yaklaşımları canlı tutmayı, "öteki"yi korumak için bilim insanlarını bir araya getirerek ezilenlerin iktidar mücadelesini yükseltmeyi ve tüm bunlar için de toplumsal dayanışma yöntemlerini irdelemeyi amaçlamaktadır.
8. Karaburun Bilim Kongresi, toplumsal mücadele geçmişimizi unutmayanlara, geleceği kurmayı talep etmeye devam edenlere, bugün bize dayatılan kısır döngüden çıkmak için bilgi üretenlere, kapitalizmin iktidarını kurma ve yeniden üretme biçimlerini sorgulayanlara, ezilenlerin iktidarı için dayanışma çağrısıdır".
8.kongrenin katılıma davet çağrısı içeren bildirisi :
"iktidar ve dayanışma
Karaburun Bilim Kongresi'nin sekizincisini gerçekleştireceğimiz bugün; insanlık, kapitalizm tarihinin en büyük sömürü, yağma ve talanı ile karşı karşıya... iktidarın hegemonyasının alabildiğine yoğunlaştığı ve tüm muhalefet odaklarına yönelik baskı, tehdit ve şiddetin doğrudan doğruya saldırıya dönüştüğü bir dönemdeyiz. "Çığrından çıkmış bir zaman bu" diyordu Shakespeare. Şüphesiz "çığrında" bir zaman yoktur; ancak bazı devirlerin çığırında olmama özelliği, nispeten daha belirgindir. Tam da böyle bir zamanda yaşıyoruz. Emek ve sermaye arasındaki antagonizma, sermayenin utkusu lehine tarihin tozlu raflarına kaldırılmak isteniyor. Kapitalizmin temel çelişkisi derinleşerek devam ettiği halde, bugün ezilen sınıfın bir iktidar mücadelesi ve bu mücadele için toplumsal dayanışma gerçekleşemiyor.
insanlık baskı, şiddet ve egemen ideoloji marifetiyle yeniden yapılandırılıyor ve topyekûn bir teslimiyete zorlanıyor. Korku, insan aklını parçalayarak toplumu büyük bir geri çekilmeye zorlarken; ezilenlerin siyasetini varlıklarını korumaktan ibaret bir praksise, bilim insanlarını da kendilerini toplumdan ve toplum yararına bilgi üretmekten kaçınan insanlar olmaya mahkûm etmeye çalışıyor.
Oysa bilim insanının görevi, her zaman, özellikle de baskı ve korku ortamında alternatif ve eleştirel bilgiyi üretmek ve toplumun özgürleşmesine katkıda bulunmaktır. Ezilenden yana siyasetin görevi ise bu bilgilerden beslenerek düşünce ile eylem arasındaki bağı kurmak ve pratiğin öznesi olmaktır.
iktidarı gerek kavramsal gerek tarihsel ve toplumsal süreç içerisinde değerlendirmenin yanı sıra kim(ler)in, nasıl ve niçin iktidar olacağı, olması gerektiği akademinin bugünlerde itibarsızlaştırılan toplumsal sorumluluğunun bir parçasıdır. Yerel yönetimler, cumhurbaşkanlığı/başkanlık ve ardından genel seçimler ile Türkiye için 2014 seçim yılı olacak. Niteliği, içeriği tartışılabilir olsa da seçimler, Türkiye'de iktidarı belirlemenin ve politize olmuş ortam sayesinde kitlelerle bağ kurarak tarihsel-toplumsal sürece müdahalenin bir aracıdır. Aynı zamanda tarihsel olarak devrim mücadelesi de iktidar tartışmalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu açıdan önümüzdeki dönemde, muhalefet adına siyasete müdahale edilebilmesi açısından siyasî öznelerle birlikte taraf olan akademisyen(ler)in de sorumluluğu artıyor. Bugünün iktidarının, onunla derdi olanların mücadelesinin ve yanı sıra aralarındaki dayanışmanın biçim ve niteliğini ortaya koyma gereksinimi tüm çıplaklığıyla ortadadır. Bu nedenle iktidar ve sermayenin giderek artan baskısına karşı yalnızca eleştirel değil, taleplerimizi dillendiren ve iktidar olmak için mücadeleyi hedefleyen bir siyasî sürece ve bu sürecin çözümlemesine gereksinimimiz var.
Ezen sınıfların makûs talihinin bir parçasıdır ki saldırının böylesine bütüncül olduğu bu dönemde direnenlerin de birbirleriyle ilişki kurma, dayanışma ve deneyim aktarma olanakları artıyor. iktidar yapıları gerek bu direnişlere karşı gerek tarihsel misyonlarının gereğini daha iyi yerine getirebilmek için yeniden şekilleniyor. Sermaye ile iktidar arası bağ eski gizliliğini yitirirken her türüyle resmî şiddet, “meşru” yüzüyle gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçasına dönüşüyor.
Bu nedenlerle, Karaburun Bilim Kongresi olarak bu yıl iktidarın ve Dayanışmanın bilgisini üretmek için yola çıkıyoruz. Karaburun Bilim Kongresi'nin bilim ortamına özgün katkılarından biri, Türkiye'de bilim ve siyaset alanlarının arasında kendi sınırlarını/duvarlarını aşarak bir ilişki kurabilmesi için gösterdiği çabadır.
Kongremiz; ezilenlerden ve emekçilerden yana siyaset yapanların bilimsel bilgiden beslenmesini sağlamayı, toplumsal ideolojinin oluşumunda egemen güçlere karşı alternatif toplumsal yaklaşımları canlı tutmayı, "öteki"yi korumak için bilim insanlarını bir araya getirerek ezilenlerin iktidar mücadelesini yükseltmeyi ve tüm bunlar için de toplumsal dayanışma yöntemlerini irdelemeyi amaçlamaktadır.
8. Karaburun Bilim Kongresi, toplumsal mücadele geçmişimizi unutmayanlara, geleceği kurmayı talep etmeye devam edenlere, bugün bize dayatılan kısır döngüden çıkmak için bilgi üretenlere, kapitalizmin iktidarını kurma ve yeniden üretme biçimlerini sorgulayanlara, ezilenlerin iktidarı için dayanışma çağrısıdır".
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar