bugün

yamuk bakmak

“Bir şeye dosdoğru bakarsak, onu “gerçekte olduğu gibi” görürüz, halbuki arzu ve endişelerimizin ka­rıştırdığı bakış (“yamuk bakış”) bize çarpık, bulanık bir görüntü ve­rir. Gelgeldim, ikinci metafor düzeyinde tam tersi bir ilişki söz konu­sudur: Bir şeye dosdoğru, yani gayri şahsi, nesnel bir biçimde bakar­sak, şekilsiz bir noktadan başka bir şey göremeyiz, nesne, ona ancak “belli bir açıdan”, yani arzu’nun desteklediği, nüfuz ettiği ve “çarpıt­tığı” “şahsi” bir bakışla baktığımız takdirde açık seçik özellikler ka­zanır. Bu da objet petit a’mn, arzunun nesne-nedeninin kusursuz bir tarifidir: Bir bakıma, bizatihi arzu tarafından koyutlanan bir nesne. Arzunun paradoksu, kendi nedenini geri dönüşlü olarak koyutlama-sıdır, yani a nesnesi, sadece arzu tarafından “çarpıtılmış” bir bakışla algılanabilen bir nesne, “nesnel” bir bakış için var olmayan bir nes­nedir. Başka bir deyişle, a nesnesi her zaman, tanımı gereği, çarpıtıl­mış bir biçimde algılanır, çünkü bu çarpıtmanın dışında, “kendi için­de” varlığı yoktur, zira tam da bu çarpıtmanın, arzunun “nesnel ger­çeklik” denen şeye soktuğu bu kargaşa ve karışıklık fazlasının cisim­leşmesinden, maddileşmesinden başka bir şey değildir. Objet petit a, “nesnel açıdan” hiçbir şey değildir, ama belli bir perspektiften bakıl­dığında, “bir şey” biçimine bürünür.”

Slavoj Zizek