bugün

türk edebiyatı

1.bölüm: islamiyetten önceki türk edebiyatı

türk edebiyatı yeryüzünde şu anda var olan edebiyatlar arasında en önemlilerinden birisidir. edebiyatımızı hem yazılı hem de sözlü anlamda çok geniştir. elde olan kesin delillere göre şu an 1300-1400 yıllık bir edebiyat tarihimiz vardır. ancak bu süreyi daha da ileriye atmak mümkündüri. yazılı edebiyatımızın ilk kanıtları orhun yazıtlarıdır. m.s. 8.yüzyılda bugünkü doğu türkistan'da bulunmuşlardır. bu yazıtlarda kullanılan alfabe göktürk alfabesidir. yani türklerin kendisine ait kullandığı bir alfabedir. bir toplumun alfabe oluşturacak bir edebiyata sahip olabilmesi için uzun bir edebiyat tarihi sürecini gerektirmektedir. bu bence ve diğer filologlara göre türk edebiyatı tarihini orhun yazıtlarından çok önceye götürmektedir. çünkü oradaki dil ve anlatım gücü çok gelişmiş olduğundan dolayı kısa bir sürede oluşması imkansızdır. m.s. 8. yüzyılda türkler kendilerine has bir alfabe, bir edebiyat oluşturmuşlardı. o zamanlarda bugünkü medeniyet beşiği avrupa'da bunların çeyreği yoktu. daha sonra din değiştiren uygurlar kendilerine has yeni bir alfabe oluşturmuşlardır: uygur alfabesi. budist olan uygurlara ait birçok yazma eser günümüzde bulunmuştur. bu eserler el geldiğince incelenmiş ve göktürkçe'nin bir devamı olduğu anlaşılmıştır. bu metinlere en güzel örnek bir budist metni olan aç pars hikayesidir.

dede korkut konusunda çeşitli rivayetler vardır. kimisi islamiyetten sonra olduğunu savunur kimisi ise islamiyetten önce. öncelikle dede korkut'un bizim sözlü kültür geleneğimizi yansıttığını belirtelim. bu da demek oluyor ki zaman içinde şartlar değiştikçe içerik de değişir. bu yüzden dede korkut hikayelerini ben islamiyetten önceki sözlü kültür geleneği içerisinde alınmasını daha uygun buluyorum. burada türklerin yaşayışı, gelenekleri, dilleri hakkında bilgi verilmektedir. bu elimizdeki metnin dili oğuz türkçesi'dir. ve bugün okuyan bir türk insanı az çok bu hikayeleri anlayabilir. bu eser de edebiyat tarihimiz açısından temel taş bir eserdir. bir nevi o dönemi anlatan bir biyografi ya da film gibidir. orada kullanılan dil bizim için önemlidir. cümleler tamamıyla düzenlidir. ikilemelere ve atasözlerine çok sık rastlanır. bu da artık türk dilinin ne kadar gelişmiş, oturmuş bir dil olduğunu gösterir.

kaynak:kafam.