bugün

ne mutlu türküm diyene

bazı söylemler vardır ki; aksini tetikleyip, irfanı paralize eder tersini merkezlendirir. bu nedenden ideolojik her söylem bir reaksiyoner tavır neticesinde şiddet-çatışma ya da tartışma ile sonuçlanır.

uzlaşmaya varmak, iddia cümlesinin kendi yapısı içerisinden doğan anlayış reddiyesinin tezahürüne sahip olduğundan imkansızdır. "ne mutlu türküm diyene" de bu cümlelerden sadece biridir. mikro örneklendirmelerden biri de; bu topraklar kısmi-nispi milliyetçliğin kol gezdiği, plaka kavgalarının yaşandığı, bölgesel faşizmin hüküm sürdüğü ve bunlardan hoşnut yegane alandır.

kendi içinde kendisinden olana dahi anlayış gösteremeyen, bizden dediği zümreye soyut bir takım niteliksel üstünlükler bindiren, kendi içlerinde sosyal farklılıklar gösteren bireyler ancak tek ana noktada birleşir "türküm, mutluyum."

hal böyle olunca türk, övgünün aliyulalalığına ikame edilirken, dışarda kalanlar ona gıpta etmek zorunluluğu hissiyat dayatması neticesinden doğan isyani tutum sonucu düşman addedilirler. türklüğün bir stabilizasyonu yoktur. son verilere göre evlendirme dairelerinden onaylı diğer milletlerler fertleri ile vuku bulan cinsi münasebetler neticesinde ari türk kanı mix olmuş, doğmuş ve doğacak çocuklar melez tanımına geçiş yapmıştır. öyleyse; "ne mutlu melezim diyene."