bugün

kadın

göz estetikleri erkekleri kadar gelişmediği bilimsel olarak açıklanmış varlık. bu yüzden ayna karşısında saatlerini harcarlar çünkü hangisinin daha uygun olduğunu bilemezler.

eskiden çiçekçiye gideceğim zaman hep kadınlardan alışveriş yapardım. çünkü daha ince düşünceli olduklarını, bana daha iyi yardımcı olacaklarını düşünürdüm. çocukluğumdan beri böyleydi. anneler gününde aneme çiçek alırken, küçüklük aşkıma çiçek alırken, lisedeki sevgilime özür dilemek için bir demet gül yaptırırken hep kadın çiçekçilere gittim. bir yılbaşı gecesi 50'li yaşlarda saçları aklamış bir çiçekçi elinde bir çiçek ağlayan bir genç gördü. hiç sesi çıkmıyordu sadece gözlerinden yaş akıyordu. yanına gitti ve ''ismin ne? '' dedi. delikanlı ''arthas.'' dedi. ''ne şaka mı bu? arthas mı? ''. delikanlı gülümsedi. yaşlı adam ''bu tebessümü başardığıma göre gözyaşlarının sebebini öğrenmeyi hak ediyorum. '' dedi. ''bu zamana kadar pek çok kadına çiçek aldım, ve bu çiçekleri hep kadınlardan aldım. hiçbiri ama hiçbiri beni yanıltmadı. hepsi mutlulukla sonuçlandı. ama bu sefer ...'' delikanlı elindeki çiçeğe baktı. kanlanmış gözlerinden yaşlar daha hızlı akıyordu. yaşlı adam ''hmm kadınlar. '' dedi. ''her zaman gerçek sevgiyi isterler. her zaman beyaz atlı prenslerini ararlar. her zaman küçük bir çocukturlar. hiçbir zaman ne istediklerini bilmezler. hiçbir zaman gerçekten mutlu olamazlar. her zaman onlar için duygular önemlidir, aşk, mutluluk daha önemlidir, kalpleri iyilik doludur gaddarları kötüleri sevmezler değil mi? '' dedi. ve ekledi ''değil genç adam değil. cüzdanını cebinden alırsam ve yüzüne bu dal kestiğim bıçakla izler bırakırsam dünyanın en harika adamı olman hiçbir şey ifade etmez. ''

terkediliş üzüntüsü gitmişti. gerçekten bir önemi olmadığını anlamıştı o genç adam. evine gitti dolaptan birkaç bira devirdi. sonra uyudu. uyandığında fakülteye giderken ne mutluluk, ne hüzün hiçbir şey hissetmiyordu. galiba özgürlük böyle bir şeydi.