bugün

hayatın çok kısa olması

misafir olarak geliriz bu dünyaya ve "ziyaretin kısa olanı makuldür" der gibi tekrar göç ederiz.
misafirliğe gittiğimizde hal-hatır sorulur, güzel sohbetler edilir, tatlılar-börekler yenir ve zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz. bu hayattaki misafirlik sürecimiz sonra erince "bunu saymıyoruz yine bekleriz" diyenimiz olsa bile gerçekleştirme imkanımız yoktur. o yüzden önemli olan ömrümüzün süresi değildir, önemli olan bu süreci neyle doldurduğumuzdur. bazen zamanı "durdurup" düşünürüz, onca savaşlar, kavgalar, hayal kırıklıkları, telaş niye? o kadar ufak-tefek konulara kafa yorulur ki, iyice sahipleniriz dünyevi hayatı. tatlı sohbet arasında unutulur müsaade isteme vaktinin geleceği ve ebediyetin bizi beklediği.