bugün

sosyalizm

karl marks ve engels adındaki iki zatın ilkelerini ortaya koyduğu şekillendirdiği ve yön verdiği sistemdir. onlara göre sosyalizm komünizmin bir önceki aşamasıdır falandır filandır diye gidiyor.

almanya'nın neonazi partisi npd' nin de sahiplendiği ideolojidir. bu partinin çoğunluğu kel kafalı elemanlarını bazen 1 mayıs alanlarında görebilir bazen de yaptığı sıradan yürüyüşlerde üzerinde sozialist yazılı siyah tişörtler içerisinde bulabilirsiniz. hatta ve hatta bir kısmı arkadaşlarına da kamerad diye seslenirler. yani; yoldaş. ama sağlığınız için yanlarına varıp halkların kardeşliği falan çekmeyi denemeyin.

buradan da anlaşılacağı gibi sosyalizm her ne kadar marksist düşünürlerin ortaya attığı ve komünizmi adlı pazılın parçası olsa da ciddi anlamda hırpalanmış en azından isim olarak birçok zümre tarafından sahiplenilmiştir. biraz önceki npd örneğindeki elemanların sosyalism anlayışı elbetteki marksistlerin sosyalizm anlayışı ile bir değil. komünizm dediğiniz sistem çok çok çok çok kısa bir özetle, sınırlar kalksın, aile kalksın, mülkiyet kalksın olayından ibaret. yani insanlık 40.000 yıl geriye gitsin. sscb tarihte kaldığına göre marksistlerin sosyalizm denemesi çökmüş oluyor.

o halde marksistleri de komünizmden bir önceki aşamalarını da bir köşeye sallayıp, şöyle diyeceğiz sosyalizm hakkında : sık sık komünizm ile karıştırıldığından bitti denilen öyle sanılan, halkın iktisadi yaşantısını düzenler iken, aynı halkın varolan tüm refahtan yararlanmasını hedef edinen yüce ideoloji. türkçe anlamı ile toplumculuk, halkçılık. peki bu sosyalizm bu toplumculuk nasıl olacak. tabiki toplumun değerlerine sahip çıkarak. millet, din, ahlak, aile, mülkiyet, bunlara sahip çıkılarak yapılacak.

nitekim avrupa'da sosyalist ibaresi taşıyan büyük partilerin birçoğu da bunu yapmakta. (örn; fransız sosyalist partisi, italyan sosyalist partisi...) bunlar özünde sosyal demokrattır ve kendilerini genellikle parti adlarında olduğu gibi sosyalist oalrak tanımlarlar ve avrupa solunun temel temsilcisidirler. ve bu partiler sosyalist enternasyonali oluştururlar. bakın buradan da yakalayabiliriz. sosyalist enternasyonali en çok kim eleştiriyor? kendilerini de tıpkı bu yapıya üye olanlar gibi sosyalist olarak tanımlayan marksistler tabiki. ne olmakla suçlanıyor? sosyalist olmamakla. aslında asıl suçlandıkları şey markist olmamaktır. çünkü marksistler için sosyalist=marksist, sosyalizm=komünizmden önceki aşamadır. aslında evet üstlerde de dediğim gibi olması gereken budur ama olması gerekenler azınlıkta kalmaktadırlar ve çoğunluğa yani marksist olmayıp kendini sosyalist olarak tanıtanalra siz sosyalist değilsiniz deme hakkına sahip değillerdir.

özet ile; sosyalizm sadece komünistlerin üstlendiği bir ideloji değil, pekala dünyanın çeşitli yerlerinde yer yer sosyal demokratlar, yer yer miliyeçiler, yer yer ırkçılar yer yer de muhafazakarlar (buna örnek veremem ama vardır bir yerlere belki) kendilerini sosyalist olarak tanıtabiliyorlar. ve marksistlerin bu ideolojiden ilk bahseden olmalarına rağmen bu kimselere laf atmaya hiç hakkı yok. kendini sosyalist olarak tanımlayan biri bırakın komünist olma zorunluluğunu, pekala bir anti komünist bile olabilir. bunu kendimden biliyorum. benim sosyalizm anlayışım marksistlerin komünizmden bir level öncesi olan sosyalizm değil, yazının üçüncü paragrafında bahsettiğimdir.