bugün

feda tişörtü

var olan soruna çözüm olmak bir kenara, sorunun farklı bir yansımasıdır. 90-100 milyon civarında borç ile teslim aldığı takımı 500 küsur milyon borç ile bırakan adamı bilmem kaç kere seçmiş, her seferinde ibra etmiş klüp şimdi o borçlar için tişört işine gidiyorsa ortada saçma sapan bir durum var demektir. bugün tişört alarak taraftarının yanında olan o "büyük" taraftara sormalı;

del bosque kovulup on milyonlarca €'luk tazminatını alırken neredeydin?
tigana kovulurken neredeydin, schuster kovulurken neredeydin, rıza, ertuğrul kovulurken neredeydin?
saçma sapan transferler yapılırken neredeydin?
aynı adam defa defa seçilip ibra edilirken neredeydin?

ortada yoktunuz, goygoydaydınız. siz tribünde "yeter yıldırım demirören" diye bağırırken bu adam'ın adamları kongre'de "yetmez yıldırım demirören" diye bağırırken neredeydiniz?

bugün tişört alarak destek olduğunu, yanında olduğunuzu söylediğiniz takım her geçen saniye dibe çökerken neredeydiniz?

belki de en kilit soru, bu şartlar altında bu klüp sizin mi? yoksa 3-5 bin kongre üyesinin mi? kimin sözü geçiyor?
halkın takımı diye şişirdiğiniz klüp 3-5 bin kodamanın elinde oyuncak olurken neredeydiniz?

şimdi tişört alarak borcun kaçta kaçını yapayacaksın? 100 milyon mu, 200 milyon mu para toplayacaksın?

beşiktaş'ın yanında olman gerektiğinde yoktun. sesin yeterince çıkmadı. adamın biri 100'ü kendine 100 milyonlarca borç takarken tribünde goygoy'daydınız. o eğlenceli, yaratıcı "beste"lerinizle geyiklerdeydiniz.

beşiktaş'ı bu günlere getirenlerden hesap soramadınız, aklanmalarına göz yumdunuz. şimdi ağlamayın.
bir tişört alıp sadece vicdanınızı rahatlatabilirsiniz. uefa dışında kalmanın en az tüpçü kadar sorumlusu sizsiniz.
ben böyle bir taraftara büyük demeyi büyük taraftarlara, böyle bir klübe büyük demeyi büyük klüplere hakaret sayarım.
siz anca goygoy'unuza bakın.