anadilde eğitim için sokaklara dökülmek

yapılması gereken tek harekettir. aksi takdirde bu diktatörler bizleri ciddiye almaz.

neden mi? çünkü, ben çerkesim, çerkesçe-abhazca eğitim istiyorum! laz kardeşim için lazca, kürt kardeşim için de kürtçe eğitim istiyorum.

yıllar yılı bu devlet, türk halkını da bu oyununa alet ederek bir arada yaşamayı öyle ya da böyle başaran bu unsurları sömürdü, asimile etti ve vatandaşlık bağı denen kokuşmuş faşizan olguyla bir kazanda eritiverdi. sopaya-silaha ve baskıya dayanan milliyetçilikle barışseverlerin içini çürüttü. ama artık vakit, direniş bayrağını çekme vaktidir zira eşref vakti çoktan geçmiştir.

ayrıca bu hak... bu hak, beynini 90 derece celcius'ta yıkatan embesil yazarların terörizm olarak gördüğü haktır. zira her eylem içinde şiddet barındırmadığı sürece meşrudur. hem, şiddet içermeyen eylemlere şiddetle müdahale eden yine sizin polisiniz değil mi? ey? özgürlüğüm senin küçük burjuvaca milliyetçiliğinden daha önemli.

tek yol sokaktır, tek yol asimilasyoncu-faşist tc devletine karşı sesi yükseltmektir, aksi takdirde bizim için çanlar çalıyor demektir. ya özgürlüğümüzü bu tiranlardan alacağız, ya da bunu denerken onların sözde adaletinin önünde yargılanacağız, ya da etliye-sütlüye karışmadan onurumuzu kaybederek yaşayacağız...

ve, bir halk için onurunu kaybetmek ölmekten bile beterdir, bir çerkes atasözünün dediği gibi;
pser şeriy, naper şefı.

canını ver, onurunu al!