demokrasicilik oyunu

fena halde bıkkınlık veren, artık hepimize gına getiren oyundur.

halbuki kuralları bir netleşse, tadından yenmeyecektir kesin.
hangi şartlarda nelerin olacağı önceden bilinmelidir.
mesela:
seçimlerden bir hafta önce chp'nin kazandığı açıklanmalı, ancak sonuçlar seçimle birlikte kamuoyuna duyurulmalıdır.
oylama açık yapılmalı, sandıkların başına chp gençlik kollarından izbandut kılıklı gençler getirilmeli, bu da hayat mı deyip eli başka partiye varan vatandaşlar fişlenmelidir.
olur da rahatı batan halk yığınları başka partiye oy vermeye kalkarsa onların oyları toplanıp önce üçe, sonra beşe bölünmeli, chp'ninkiler ise bağdat caddesi sakinlerinin veya izmir kordonboyundaki seçkin zümrenin henüz halkın çoğunluğunu oluşturmadığı dikkate alınarak ve ancak bu insanların engin entel birikimleri sebebiyle en azından 10 ile çarpılmalıdır.
karışıklığın önüne geçmek için parti bazında baraj sistemine geçilmeli, ne idüğü belirsiz partiler için oynak baraj sistemi kurulmalı, her seçimde barajı en fazla 2 puan aşmalarına müsaade edilmeli, chp'nin ise garanti bir 100 milletvekili olmalı ayrıca geri kalan kısmına da -5 baraj uygulanmalı ki temsilde adalet sağlansın, meclisin %90 ı atatürk ve cumhuriyet devrimlerinin yılmaz bekçilerinin olsun.

demokrasinin işlediğini göstermek için chp-2 diye bir parti daha kurulmalı, geleceğin sıkı sosyal demokratları burada adeta staj görmeli, ağzı iyi laf yapan, en çok cumhuriyet ve atatürk zikretme yarışlarında önde gidenlerin ana partiye transferleri yapılmalı, gençlerin önü açılmalıdır.

ayrıca tekrar tarım ülkesi olmak için, şehire gelmiş eşi veya kızının başı kapalı olan o halk kitlesi köylerine geri gönderilmeli, ülkemiz yine bütün gelişmiş ülkelerin -amerikasının, japonyasının, almanyasının, fransasının vs.- gıptayla baktığı tarımda kendi kendine yeten nadir ülkelerden biri olmalıdır.

jandarma beklenmedik zamanlarda köylere baskınlar düzenlemeli, iki koyunu olandan birini almalı, camileri samanlığa çevirmeli, şehirde kalanların da sesini kısmak şartıyla "tanrı uludur" nidalarının tekrar yurt semalarında çınlaması sağlanmalıdır.

askere sadece, canı çok da kıymetli olmayan o köylerine geri gönderip içimize su serptiğimiz anaların kınalı kuzuları alınmalı, şehitlerin cenaze törenlerinde ağlayan analar en azından bir plaketle teselli edilmelidir.

sonra eceline susayan doğruluk budalası kişiler halkı galeyana getirmeye kalkar, demokrasi bu değildir, cumhuriyetin içi boştur demokrasi olmadıktan sonra demeye getirirse, seyyar idam sehpaları kurulmalı, taksim meydanında ibret-i alem olsun diye birkaç tanesi sallandırılmalıdır.

oyun dediğin böyle olmalıdır.
sonra kalkıp birileri geceyarıları devletini vatandaşından korumaya kalkmak zorunda kalmasın dimi.
hem böylece herkes işine gücüne bakar, asli vazifesini yerine getirir, üniversiteler bilimle, asker terörle uğraşır falan..