bugün

görücü usulü evlilikler ve yaşanılan olaylar

daha çok eski yıllarda ya da bazı ailelerde görülen görücü usulü evlilikler ve o zamanlarda yaşanabilecek olaylardır.

anne,baba ve altı kardeşten oluşan bir ailemiz vardı. evlenme çağına gelmiş kız kardeşlerim kısmetlerini bekler, anne babamızın oluru alınmışsa ve de kızımız gelen adayı kendisine uygun görmüşse kız isteme, nişan, düğün sürecine girilir ve o kız yuvadan uçardı.
adana'da üç katlı ahşap evimiz vardı eski adana konaklarından. misafir odası orta katta olurdu. katlar arası tahta döşemeydi ve yer yer bu döşemede alt katı dikizleyecek delikler vardı. biz küçüktük, misafir geleceği zaman tembihlerlerdi bizi. hoşgeldin dedikten sonra misafirin olduğu odadan ayrılmamız konusunda. gevezelik ya da bir gaf yaparız diyeydi bu tedbir. hoşgeldinden sonra o odadan çıkar üst kattaki deliklerde yerimizi alır ve olan biteni seyrederdik.
ikindi üzeri akşama görücü geleceği söylendi. merak ve heyecan içindeydik. en kıymetli ablamız için geleceklerdi.
akşam cici elbiselerimizi giyip misafiri beklemeye başladık. çok geçmeden kapı çalındı.gelenler onlardı. damat adayı bir çocuk,annesi ve iki ablası. biz de sekiz kişiydik. ben oniki yaşındaydım diğerleri büyüktü benden, yalnız bir tek küçük kardeşim vardı altı yaşında.
hoşgeldiniz, nasılsınız faslı epey sürdü. herkes herkese tek tek sorardı o zaman. bu fasıl bitince havadan sudan sohbetler başladı. tanımadık kimselerle sohbet de kolay olmuyordu. annem , babam konu açmakta zorlanıyorlardı hissediyordum.
damat adayı çocuk da biraz topluca biriydı. çok heyecanlı olduğu belliydi. ne yapsındı ki; sekiz çift göz onu süzüyordu. hele bizler daha çok bakıyorduk. çünkü; tavandaki delikten yüzünü göremiyecektik. adamcağız ter içindeydi. o sırada ayak ayak üstüne atmiştı. ayağı yorulmuş olmalı ki ; oturuşunu değiştirmek istedi galiba. o hareketi yaparken birden korkunç bir ses çıkararak yelleniverdi. salondaki herkes hayretle bakışlarını ona çevirdi ama bir saniye kadar.sonra bizler gülmek ve hayret etmek arasında kalıp, kimimiz halı desenlerine kimimiz de tavandaki salmalara bakmaya başladık.adamın annesi ve kardeşleri " ne yaptın be adam " dercesine çocuğa baktılar. evde çıt çıkmıyordu.
küçük kardeşim aniden " davula taş düştüüüü ! " diyerek zıplamaya başladı. ufaklığa , kibar yetişsin diye osurmak kelimesi öğretilmemişti. o fiilin evdeki adı : davula taş düştü idi.
oğlanevi anladı çocuğun ne demek istediğini. kardeşim oğlanın karşısına geçip öyle bağırıyordu. annem :
- çabuk çık buradan edepsiz diyerek kardeşimi salondan kovdu.
sessizlik sürüyordu. annem onları rahatltmak için " ah bu havalar da " gibisinden konu açmak istediyse de iştirak eden olmadı. bir dakika geçti geçmedi oğlanın annesi:
- biz kalksak iyi olcak dedi. cevabını da almadan kalktılar zaten ama kaçarcasına.
misafirler yolcu edildi ve onlar gider gitmez evdeki herkes ertelediği gülme krizine istediği gibi girdi, hem de ne girme. kimse konuşamıyordu gülmekten. babam şakacı bir insandı. ablama seslendi:
- seni de ancak böyle osuruğunu tutamayanlar ister zaten !
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar