bugün

leyla ile mecnun izleyicisinin mizah anlayışı

diziyi anlamak için biraz okumuş olmak gerekir. belli bir kültür seviyesine de sahip olmak gerekir. bir de 90 larda yasamis olmak gerekir ki bu yüzden liselilerin anlayamayacagi bir dizidir. zira dizi her bölümde bir kitaba bir filme vurgu yapmakta ama anlayana tabi. doğduğunda internetle tanışmış kültür seviyesi sosyal paylaşım sitelerinin kendisine verdiği kadar olan bir genç anlamaz bunu. kendini bildiginden beri bilgisayarın başından kalkmamış biri anlamaz bunu. çocukken sokak, mahalle kültürüne az bir bulaşmış insan anlar bunu ki senaristi burak aksak da boyle bir insandır.

farkettiyseniz dizide ne bilgisayar ne internet hatta cep telefonu bile ön planda değildir. soruyorum
size mecnun un cep telefonu ne marka? ismail abi nin telefonunu gördünüz mü veya yavuz un? veya en basitinden dizide kaan diye bir cocuk var dedeyle pes oynaması hariç gunümüz çocuklarıyla benzer ne yapıyor? lan benim kardesim evde mal gibi oyun oynar dışarıda da oynayabilmek için psp almaya çalışıyor şimdi. bakıyorum kendi çocukluğuma bunların hiçbiri yoktu ama daha mutluydum ben. sokak arkadaslarım vardı mahalleler arası maç yapardık. topumuzun bahçesine kaçmasından korktuğumuz kötü adam vardı. işte bu dizide bunlar var. mahallenin abisi var, içine girince mutlu olduğumuz ve cikmak istemedigimiz gizemli bakkal dükkanı var. lunapark ta parası çıkışmayan ismail abi ye çaktırmadan para veren yavuz var. hayat var bu dizide işte.

işte bu dizi bundan dolayı orta düzey zekalara hitap ediyor deniyor.

güzel bir söz var ya; ne kadar konuşursan konuş anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır.