bugün

kuvayi milliye destanı

nazım şöyle nazım böyle diye bik bik ötenlerin suratına şiddetle çarpılması gereken bir destandır. şiir değildir zira... vatan sevgisinin, millet sevgisinin ve belki de hepsinden daha da önemlisi insan sevgisinin nakış nakış işlendiği bir şaheserdir.

en güzel yanı ise istiklal harbimiz'in en bilinmeyen yönünün yani halkın içindeki isimsiz nice kahramandan bahsetmesidir. Çok bahsettik atatürk'ten, inönü'den, karabekir'den... iyi de ettik ama ya ismi hiç geçmeyen onlarca halk kahramanımız? işte nazım bize bunu anlattı destanında... bundan öte daha ne olabilir ki? şu dizeler kadar türk milleti'nin o zamanki durumunu izah edecek başka eser var mıdır ki acep?

buna rağmen,
istanbul'da birçok hanımlar, beyler, paşalar,
türk halkından kesmişlerdi umudu.
yağdırıldı telgraflar erzurum'a :
«amerikan mandası altına girelim,» diye.
«istiklâl, diyorlardı, şâyanı arzu ve tercihtir, amma
bugün bu, diyorlardı, mümkün değil,
birkaç vilâyet, diyorlardı, kalacak elde,
şu halde, diyorlardı, şu halde,
memâliki osmaniye'nin cümlesine şâmil
amerikan mandaterliğini talep etmeği
memleketimiz için en nâfi
bir şekli hal kabul ediyoruz.»

fakat bu şekli halli kabul etmedi erzurumlu.
erzurum'un kışı zorludur balam,
buz tutar yiğitlerin bıyığı.
erzurum'da kaskatı, dimdik ölür adam,
kabullenmez yılgınlığı...