bugün

nazim'in neden dünyanin en iyi sairi oldugunun somut ispati olan bir kitaptir. tiyatro oyunu halinde izlenildiginde de, kitap olarak okunuldugunda da insanin gözlerinin dolmasini engelleyemedigi bir edebiyat saheseridir.
içlerinde yer alan kara yılan hikayesi atv tarafından dizi yapılmıştır.
(bkz: kurtuluş savaşı destanı)
(bkz: aütt)
başlangıç bölümü ve sekiz bap'tan oluşan, diğer adıyla; 'kurtuluş savaşı destanı'dır. bu şiir için pablo neruda şöyle diyor;

" bu şiiri okuduğumda, inancın gücünü ve onun eseri zaferi tattım. "

bölümleri:

1.)başlangıç.
2.)yıl 1918-1919 ve karayılan hikayesi(birinci bap).
3.)yıl yine 1919 ve istanbul'un hali ve erzurum ve sivas kongreleri ve kambur kerim'in hikayesi(ikinci bap).
4.)yıl 1920 arhave'li ismail'in hikayesi(üçüncü bap).
5.)nurettin eşfak'ın bir mektubu ve bir şiiri(dördüncü bap).
6.)920'nin 16 martı ve manastır'lı hamdi efendi ve reşadiye'li veli oğlu memet'in hikayesi(beşinci bap).
7.)muharebeler ve düşman elinde kalanlar ve kartal'lı kazım'ın hikayesi(altıncı bap).
8.)922 ağustos ayı ve kadınlarımız ve 6 ağustos emri ve bir aletle bir insanın hikayesi(yedinci bap).
9.)26 ağustos gecesinde saatler iki otuzdan beş otuza kadar ve izmir rıhtımı'ndan akdeniz'e bakan nefer(sekizinci bap).

aşağıda destan'ın yalnızca başlangıç bölümü verilmiştir.

başlangıç...

Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm,
ve çocukturlar,
ve kahreden,
yaratan ki onlardır,
destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.

Onlar ki uyup hainin iğvâsına,
sancaklarını elden yere düşürürler,
ve düşmanı meydanda koyup,
kaçarlar evlerine,
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler,
ve yeşil bir ağaç gibi gülen,
ve merasimsiz ağlayan,
ve ana avrat küfreden ki onlardır,
destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.

Demir,
kömür,
ve şeker,
ve kırmızı bakır,
ve mensucat,
ve sevda ve zulüm ve hayat,
ve bilcümle sanayi kollarının,
ve gökyüzü,
ve sahra,
ve mavi okyanus,
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı,
bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından,
onlar ağır ellerini toprağa basıp,
doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara,
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için :
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.

nazım hikmet ran
gerzek milliyetçilerin ve kaz kafalı nurcuların düşman olduğu vatansever bir insan tarafından yazılmış bir kurtuluş destanının kelimelerle resmedilmiş hali.
nazım hikmet'in insanın okudukça okuyasını bitirince bi daha okuyasını getiren şaheser.
nuri kurtcebe tarafından karakalem çizimlerle anlatılmıştır çok güzel bir eserdir. ayrıca youtube'da da bu çizgilerin seslendirilmiş halini bulabilirsiniz.
"vatan haini" nazım'ın nasıl bir vatansever olduğunu gösteren başyapıtıdır.

nuri kurtcebe tarafından çizgi roman haline getirilmiştir, görsellik insanı büyülüyor, leman yayınlarından çıktı.
tek bir bölümü dahi tiyatroda izlendiğinde tüyleri diken diken eden nazım usta yapıtıdır.
karakterlerinin adı sanı duyulmamış anadolunun içinden birer örneğin oluşturduğu,okununca insanı mest eden, bir vatan haininin(!) kaleminden çıkmış, kurtuluş savaşını anlatan tek destan.
şiirini Müşfik kenter in en güzel şekilde okuduğu destanlardır. devlet tiyatro sanatçılarının mülakatta bu şiiri okutularak eleme yapıldığı da yüksek rivayetler arasında.
(bkz: nazım hikmet)in kurtuluş savaşımızı konu alan eseridir. genelde savaşın sıradan neferlerini konu alır, bu yönüyle orijinaldir, atatürk'ten de bahseder. etkileyici bir eserdir.
Türk edebiyatının yüz akı, yakın Türkiye tarihinin utanç noktalarından biri olan gelmiş geçmiş en büyük şair Nazım Hikmet'in en güzel eseri. Okuyup da etkilenmemek, hatta benim gibi ağlamamak mümkün değildir. Adamlar Shakespeare'i dünyanın en büyük şairi olarak yüzyıllardır pazarlamakta. Shakespeare kendi dilinin en büyük şairidir eminim ve şiiri çevirmek dünyanın en imkansız işlerinden biri. Bu nedenle Nazım Hikmet'i Türkçe'nin en büyük şairi olarak tanımlamamız yalan olmaz. Kuvayi milliye destanı da en büyük eseridir.
türkiye halkının ulusal bağımsızlık mücadelesini en güzel ve yalın anlatan büyük bir nazım hikmet ran eseri. öyle büyüktür ki bence bu destan büyük yazıtlar halinde ülkeye dikilmelidir.

şovenizmin zehrinden arınmış beyni ve yüreği insanlık aşkıyla dolu komünist nazım'ın kurtuluş savaşı'nı en güzel anlatan bu destanını 30 ağustos günü tekrar okuyalım.

bu ülkenin insanlarının ölümüne sevinenlere inat, teselyalı çoban mihail'i de bağrımıza basarak.
nazım şöyle nazım böyle diye bik bik ötenlerin suratına şiddetle çarpılması gereken bir destandır. şiir değildir zira... vatan sevgisinin, millet sevgisinin ve belki de hepsinden daha da önemlisi insan sevgisinin nakış nakış işlendiği bir şaheserdir.

en güzel yanı ise istiklal harbimiz'in en bilinmeyen yönünün yani halkın içindeki isimsiz nice kahramandan bahsetmesidir. Çok bahsettik atatürk'ten, inönü'den, karabekir'den... iyi de ettik ama ya ismi hiç geçmeyen onlarca halk kahramanımız? işte nazım bize bunu anlattı destanında... bundan öte daha ne olabilir ki? şu dizeler kadar türk milleti'nin o zamanki durumunu izah edecek başka eser var mıdır ki acep?

buna rağmen,
istanbul'da birçok hanımlar, beyler, paşalar,
türk halkından kesmişlerdi umudu.
yağdırıldı telgraflar erzurum'a :
«amerikan mandası altına girelim,» diye.
«istiklâl, diyorlardı, şâyanı arzu ve tercihtir, amma
bugün bu, diyorlardı, mümkün değil,
birkaç vilâyet, diyorlardı, kalacak elde,
şu halde, diyorlardı, şu halde,
memâliki osmaniye'nin cümlesine şâmil
amerikan mandaterliğini talep etmeği
memleketimiz için en nâfi
bir şekli hal kabul ediyoruz.»

fakat bu şekli halli kabul etmedi erzurumlu.
erzurum'un kışı zorludur balam,
buz tutar yiğitlerin bıyığı.
erzurum'da kaskatı, dimdik ölür adam,
kabullenmez yılgınlığı...
tarih dersinden akla kazınmış olan destan.
okuyun okutun.

ben leman dan Nuri Kurtcebe nin çizimleriyle okudum,
hem şiir enfes hem karikatürler şahane.
edinin, evinizde bulunsun.
Onlar ki toprakta karınca,
suda balık, havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.

eheyt be nazım.
kuvayi milliye ruhunu yansıtan eser.
ve bizim tarafa geçenler oldu
tunuslu ve hindli kölelerden.
ve türkistanlı hacı ahmet,
kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makinalı tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşamüstü
ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine.
hey yavrum benim heyyyy... milli mücadeleyi anlatan en güzel edebi yapıt... https://www.youtube.com/watch?v=0UpfELG9F8w
istanbul şehir tiyatrolarında oynanmakta olan bu eser devletin, özgürlüğün ve barışın bir arada ne başla tutulduğunu ve her şeyi kaybetmek pahasına da olsa kundaktaki küçüğün yaşatılma umuduyla neler başarılabileceğini ortaya koymaktadır.
Nice yazıya dökemediğim duyguları içimde yaşadığımı bir göçmen evladı olarak gururla söylemeyi borç bilirim.
Tiyatrosunu izlediğimde ağladığım, okumaya doyamadığım destan. Merak ettiğim neden devam etmiyoruz yazmaya? Denemek lazım.
türkçe konuşabilen herkesin mutlaka bilmesi gereken bir destandır.

şöyle söyleyebilirim ki, hiç abartısız, türk şiirinin ulaştığı en üst seviyedeki destandır.

bana sorarsan, daha iyisi yazılana kadar - en iyisi budur !!
nazım hikmet'e ait bir kitap.
okuyan herkesçe tavsiye edilir.

vatan haini bilinen nazım hikmet tarafından yazılması ise özellikle değinilmesi gereken bir noktadır.
mustafa kemal atatürk'ten bahsederken “Sarışın Bir Kurda Benziyordu” ifadesini kullanmıştır.

--spoiler--
920'nin
29 ağustos'u
uşak düştü.
yaralı
ve dehşetli kızgın
fakat toprağımızdan emin,
dumlupınar sırtlarındayız.
--spoiler--

sonu ise..
--spoiler--
sonra
sonra, 9 eylülde izmir'e girdik
ve kayserili bir nefer
yanan şehrin kızıltısı içinden gelip
öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlıya
güneyden kuzeye
doğudan batıya
türk halkıyla beraber
seyretti izmir rıhtımından akdeniz'i.

ve biz de burada bitirdik destanımızı.
biliyoruz ki layığınca olmadı bu kitap,
türk halkı bağışlasın bizi,
onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hakim
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
kitabımızda yalnız onların maceraları vardır...
--spoiler--