bugün

heavy metal dinleyen p blok elementi insan

bir varmış bir yokmuşşş....
günün birinde adamın biri ibrahim tatlıses, ferdi tayfur, müslüm gürses dinleyip kendini jiletledikten sonra demişki "yavv bu insanlar nasıl böğürebiliyor böyle? ne bu böyle distortion gitar diyuler, bass mass olayları. ne iş la bu ?!?!?" kaderin garip cilvesi ya hani bu. bu adamcağız evvelki gün arena da kedi kesen satanist psikopatları görmüş ve gene kaderin cilvesi.... o gün de metallica konser için türkiyeye gelmiş. bu amcamız, akşam saati konsere gitmekte olan metallica tişörtü giymiş ve arkadaş gruplarıyla yola koyulmuş olan insanarı gördükçe "vışşş bu ne yahuu" diye zerzenişte bulunmuş. "Ben bu müziği sevmezken artık bu müziği dinleyen insanlara da kıl olabilir heyoooo" demiş. hemencecik bir fikir oluşturmuş ve demiş ki bu insanlar konserde kafa sallıyorlar, şarkı söylüyorlar ve hatta hatta elektro gitarlarıyla bu grubun şarkılarını çalıyorlar. ancak metallica evlere-sünnet düğünlerine gelmiyor e ozaman demekki bu bir tür grup ayini-zikri falan olmalı öyle üç beş kişiyle yada tek başına dinlenmiyor. ama kahramınız, bu fikrini ispatlamak için gitmişşşş ve metallica konserine bilet almışşşş. Bileti satan kişi bu tesbihli amcaya tuhaf tuhaf baksa daa ne yapsın ekmek parası olduğundan bileti bu amcamıza satmış. kahramanımız, "dam üstünde o neler tombul tombul..." şarkısını mırıldanarak metallica konserinin yolunu tutmuş. konsere bir varmış ki "aboooo bu da ne ? ben 200-300 kişi beklerken burada binlercesi var. kimbilir ne kadar büyük bir zikir olacak bu tövbe yarabbim ya resulallah".

neyse......*

hikayemizin kahramını, kapıya bir gelmişki insanlar buna tuhaf tuhaf bakıyorlar.... (kahramınımız, bu öyküdeki ilk kombine küfürünü bu esnada ona tesbihi ve beyaz çoraplarından dolayı dik dik bakan aslında kötü bir niyeti olmayan insanlara etmiştir) kahramanımız, güç bela "metallica metallica" nağraları arasında konser alanına girmiştir artık. ve beklenen an işte metallica sahneye çıkmıştır. kaderin üçüncü cilvesi olarak, metallica ilk olarak mükemmel "sanitarium" şarkısını çalmış ama bu şarkı kalite olarak arabeskin tam zıttı olduğu için kahramınımıza dokunmuş ve onu deli gibi kaşındırmaktadır. Bu alerji ye daha fazla dayanamayan kahranımız kendini can havliyle dışarıya atar
hikayemizin kahramını, kapıya bir gelmişki insanlar buna tuhaf tuhaf bakıyorlar.... (kahramınımız, bu öyküdeki ikinci kombine küfürünü bu esnada etmiştir). ama gururlu ve mağrurdur artık teorisini ispatlamıştır çünkü haklıdır müzik çok gürültülüdür * kalitesini ise değerlendirmeye bile alamaz çünkü bu müzik kahramanımızın dinlediği müzik gibi tek delde 4 notayla yapılmamakatadır. ve sırada kahramanımızın kutsal amacının son evresine gelmiştir sıra. Bu evreki kahramanımızın en büyük merakıdır. "acaba bu insanlar bu müziği sadece grupo olarak mı dinler? hiç evlerinde tek başlarınayken dinlerler mi?" diye iç geçirir. peki bunu nasıl araştıracaktır? hemen aklına cin gibi bir fikir gelir. planını uygulamaya koymak için konser kapısından kaşınmak uğruna ayrılmamalı ve konserin bitişini beklemelidir.

veee.....*

konser artık bitmiş ve insanlar evlerine dağılmaktadır. amcamız bu esnada bu insanların özel yaşamlarına sızmak için gördüğü ilk zikircinin koluna yapışır ve derki "birader bu akşam noolur senin evinde kalayım hayatımın anlamını bulmak üzereyim çok önemli" der. rock çı arkadaşımız afallamış bir şekilde kahramanımıza bakmaktadır. amcamız "birader sizin evde metallica gibi gürülteler dinleyeip dinlemediğinizi ve bu zikir ayinin hangi dine ait olduğunu da bilmek istiyorum der" rock çı arkadaşımız bu sözler karşısında kahkayı basar amcamıza bir metallica kasedi hediye edip oradan uzaklaşır.

ve hikayemiz burada biter... gökten üç elma düşmüş üçünüde bu amcamız yemiş