bugün

creatine

ilk olarak 1832'de chevreul adındaki bir fransız ilim adamı tarafından, et ekstreleri içinde keşfedildiği bildiriliyor. 1923'te ilim adamları, ortalama bir insan vücudunda 100 gramdan fazla kreatin bulunduğunu ve bunun yüzde 95'inden fazlasının adale dokusu içinde depolandığım bulguladılar.
kreatin, adalelere enerji tedarik etmek için vücudumuz tarafından doğal olarak üretilen bir bileşik olarak tarif edilmektedir. kreatin, karmaşık bir kimyasal işlem yoluyla arginine, methionine ve glycine adlı aminoasitlerden oluşturulmaktadır. karaciğerde üretilir ve ayrıca pankreas ve böbreklerde de oluşturulabilir. hücrelere kan yoluyla taşınır ve burada kreatin fosfat'a dönüştürülür. ortalama bir insan vücudunda günde iki gram civarında kreatin sentez edilir. kreatin, bir fosfat grubuna yapıştığı zaman, adenozin trifosfat (atp) adlı kimyasal enerji üretilmek üzere kullanılana kadar, "kreatin fosfat" şeklinde kalıcı olarak hücre içinde depolanır.
"kreatinin" ile karıştırlmamalıdır. bu sadece bir isim benzerliğidir. "kreatinin" kan testlerinde kontrol edilen bir madde olup, böbreklerin kanı ne kadar iyi süzdüğünü gösteren bir göstergedir. her ne kadar kreatin maddesinin ek besin olarak ekstra alımı kandaki kreatinin düzeyini yükseltebilse de, böbreklere zararı olduğu ya da toksik olabileceğini gösterir bir ilimsel veri bulunmadığı belirtilmektedir
kreatin açısından en zengin kaynak, hayvan etleridir. meselâ, vücudun kreatin ile doldurulabılmesi için beş gün boyunca günde beş kilogram civarında biftek yenmesi gerektiği belirtilmektedir.
doğu bloğu sporcularının atletik performanslarını arttırmak için 1970'lcrden beri kreatin kullandığına dair söylentiler vardır. ancak, kreatin kullanımına dair ilk resmî kayıt. barselona'da yapılmış 1992 olimpiyat oyunları'nda ingiliz atletizm sporcuları tarafından kullanıldığı şeklindedir. landon times gazetesi, 100 metrede altın madalya alan linford christie ve 110 engelli şampiyonu colin jackson'ın, olimpiyat oyunlarından önce kreatin kullanmış olduklarım yazmıştır. abd'li şampiyon atletlerin de kısa bir süre sonra kullanmaya başladığı bildirilmektedir. bununla beraber, 1993 senesine kadar kreatin ticarî olarak piyasaya sunulmamıştır. şimdilerde şampiyon sporcular ve vücutçular kreatin`in etkileri hakkında yemin etmektedirler.
adale yapabileceği ve atletik performansı arttırabileceğini gösterir ilk kanıtların bulunmasından sonra, piyasaya sürülmesi 70 sene almıştır. bir araştırmaya göre, bir hafta boyunca bölünmüş dozlar hâlinde günde 20 gram kreatin almak suretiyle adalelerdeki kreatin konsantrasyonunun yüzde 25 arttığı gözlemlenmiştir. aynı araştırma doğrultusunda, bu normalden yüksek düzeyin sürdürülebilmesi için ise yükleme fazından sonra günde sadece 2 gram almanın yeterli olacağı saptanmıştır.
1993 yılından sonra yapılan plasebo kontrollü pek çok araştırmada kreatin monohidrat takviyesinin sporcu performansını arttırdığı ve dinlenmeyi kolaylaştırdığı tespit edilmiştir. kreatin'in enerji sağladığı ve bu suretle idman süresinin arttırılabildiği; adalelerin kendisini toparlamasına yardımcı olduğu ve bu suretle idman sıklığının arttırılabileceği rapor edilmektedir.
kreatin'in ayrıca adale hücresinin hacmini arttırabileceği de bildirilmektedir. bunun, hücrenin su emmesi yoluyla gerçekleştiği söylenmektedir. ancak bu durumun basit şekilde bir "su tutma" etkisi olmadığı da vurgulanmaktadır. hücre hacimlenmesinin. adale hücresi içinde "daha fazla su" anlamına gelmekte olduğu bildirilmektedir. oysa "su tutma" ile kastedilen fenomen, hücrelerin dışında oluşur.
"kreatin monohidrat" piyasadaki en popüler kreatin. kreatin monohidrat'in diğer kreatin türlerine göre daha fazla kreatin içerdiği bildiriliyor. bir kreatin molekülü ve buna bağlı bir su molekülünden ibaret olup, bu durum onu daha istikrarlı kılmaktadır. "kreatin monohidrat" su içine atılıp çözündüğü zaman, ona bağlı olan su molekülü de salınıyor. kreatin fosfat'ın iyi bir kreatin formu olmadığı bildiriliyor. kreatin sitrat suda daha iyi çözülüyor. ama bunun daha az konsantre bir form olduğu belirtiliyor. dolayısıyla, kreatin sitrat kullanmanın bir avantajı yok.
kreatin'in. büyük miktarlarda kullanıldığı zaman dahi gayet güvenli olduğunu ortaya koyan araştırmalardan bahsediliyor. hiçbir araştırmada yan tesiri ne rastlanmamış. kreatin bir steroid ya da ilâç değil. dolayısıyla yasal olduğu belirtiliyor. hiçbir spor birliği ya da devlet birimi tarafından yasaklanmamış.
bunlara karşın bazı kişilerin supplement olarak kreatin alımına "cevap vermediği" tespit edilmiş. her ne kadar insanların çoğu çok iyi cevap veriyor olsa da, on kişiden ikisinin cevap vermediği görülmüş. bu durum araştırmacıyı, anabolik hormon ensülindin adalenin kreatin almasında regülatör olduğu görüsüne götürmüş. bu suretle, kreatinìn ensülin salgısı sağlayan doğru miktarlarda karbonhidrat ve diğer besin maddeleri ile kombine edilmesinin, kreatinin performansını arttırabileceği tespit edilmiş. bu durumda kreatin ile kombine edilebilecek basit karbonhidratların dekstroz olabileceği düşünülmüş dekstroz "bazı karbonhidratların vücuda girdikten sonra dönüştüğü ara şekil"dir. uygun miktar olarak da 5 gram kreatin monohidrat için 35 gram dekstroz öngörülmüş. ayrıca formüle bîr miktar da aminoasit ilâvesi de tasarlanmış. bu tespit yapıldıktan sonra, kreatînin karbonhidratlar ile alındığında etkisinin arttığını gösterir diğer araştırmaa sonuçlan da alınmış. bu çalışmalarda kreatin'e "cevap vermeyen"atletlerde dahi, bu suretle netice alındığı ortaya konmuş.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar