bugün

bir manav aşkı

manav ahmet'in baş karakter olduğu hikaye.

1.bölüm
sabah kalkmış, botanik bahçesini andıran manavımı açmak için hazırlanıyordum. düz ,işlemesiz bir motelin kirli perdesini andıran perdemi sağa doğru çektim ilk önce, bütün yol görünüyordu. sabah olması nedeniyle hava epey bi sisliydi. sokağın başından sonuna kadar hiç mi hiç insan yoktu. içimi karartan görüntüyü hemen unutmak için perdemi bir el hamlesiyle kapattım daha sonra hızlı adımlarla eski bir evin mutfağı görünümlü mutfağımda iki üç yıl önce aldığım ketila su koyup buzdolabından kahvaltılıklarımı çıkardım. ketılda ki suyun ısınmasını beklerken aniden telefon “ahmett çabuk koş!” gibi çalıyordu. sanki bir şey olmuşcasına çalan telefonu uykulu gözlerle açtım. sesim de yeni uyanmışlığı verdiği aptallıkla “alo“dedim ilk önce. telefonda ki ses bana çok tanıdık geliyordu. eskilerden, daha lise yıllarıdan gelen bir sesdi.. kokusu telefondan doğru geliyordu sanki burnuma. özlemin verdiği çarpında kalbime vurmuştu. o yüzdendir ki sesimin bir kaç dakika çıkmayışı. o halen hiç yılmadan “alo, ahmet orda mısın?” diyordu. ben ise daha hayata yeni merhaba demiş bir kedi yavrusu gibi ne olup ne bittiğini anlamaya çalışıyordum. bi ara kendime gelir gibi oldum, o arada da sesimin kırgınlığı ile “efendim..” dedim. hala sesime anlam veremiyordum. ölümü çaresizce bekleyen hasta gibiydim. ama bu sefer de ondan ses seda yoktu. sanki boş zamanlarımızda kültür seviyemizi yarıştırmak için oydığımız sessiz sinema gibiydi. kalp atışları nefisine işlemişti. karşıdan ses gelmesi üç, dört dakika sürdü önce daha sonra “ahme,, beni tanıdın mı?” diye bir ses çıkıverdi o kücük telefonun haporlerinden. kelimeler kulağıma birinci sınıf öğrencisinin kelimeleri hecelemesi gibi geliyordu. o kadar yavaş ilerliyordu ki herşey sanki dünya dışında bir varlık zamanın uzaktan kumandasnı alıp durdurup durdurup ilertiyordu. karşıda ki benden cevap bekliyordu. ağızımdan ne çıktığı bilmeyerek kupkuru bir “evet” dedim. o lafı nasıl dedim, neden “evet” dedim kendimde bilmiyordum. kelimelerin yavaş yavaş düğümü çözülüyor.