bugün

tenzile erdoğan

büyük atatürk'ün annesi'nin vefatı kadar büyük bir olay olmasa gerek. devlet kurucu olan atatürk annesi vefat ettiğini rüyasında görür olay tam olarak şu şekilde olur;

--spoiler--
14 Ocak 1923'ün gece yarısı, Atatürk özel treni ile Eskişehir'e gidiyor. Savaş sonrası Anadolu'nun bazı şehirlerini ziyaret edip durum öğrenmek için yapılan bir gezide izmir'e de gidecek annesini ve Latife Hanım'ı ziyeret edecek.
Seyehat esnasında gece çok sıkıntılı bir şekilde uyanıyor. Kompartımanın önünde Ali Çavuş nöbet tutuyor. O sırada şifreli bir telgraf gelmiş ve şifresi çözülmekte. Birden içerden Mustafa Kemal sesleniyor. Çavuş kompartımanın kapısını açıp selam duruyor. Arada geçen diyalog şöyle:
- Emret Paşam
- "Ne demeye kapıda bekliyorsun?"
- Nöbet tutuyorum Paşam
- "Annemden bir haber var mı?"
Ali Çavul bir şey yokmuş gibi durmaya çalışıyor. Atatürk;
- "Boşuna kıvranma Ali, benden bir şey saklamaya çalışma, ben haberi aldım."
- Ne haberi aldın ki Paşam? Hayır haber inşallah.
Mustafa Kemal rüyasını anlatmaya başlıyor;
- "Az önce dalmışım, rüyamda yeşil bir ovada annemle el ele geziniyorduk. Her zaman olduğu gibi bana bir şeyler anlatıyordu. Birden bire fırtına çıktı. Bir sel bastırdı, annemi aldı götürdü. Hiç bir şey yapamadım. Hiç, hiç.."
Ali Çavuş'u bir titreme alıyor, derken Mustafa Kemal emir veriyor:

- "Çabuk al getir şu telgrafı hemen!"
Ali Çavuş kompartımandan çıkınca telgrafı getiren görevliyle karşılaşır ve - - Ver onu, Paşamız bekliyor der.
Kağıdı alıp içeri girer ve selam durur;
- Sen sağol Paşam, der.
Millet sağolsun derken Mustafa Kemal ağlamaya başlar. Çavuş "Ağlama Paşam" deyince: Mustafa Kemal;
- "Neden ben insan değil miyim? Annem öldü. Ben buna ağlarım. Ama vatan kurtuldu. Bununla da teselli bulurum. Benim için ikisi de bir. Ben bunun için Namık Kemal'e 'Bulunur kurtulacak bahtı kara kaderini' diye cevap vermedim mi?"
--spoiler--

devlet'in kaderini her şeyden üstün gören atatürk ile karşılaştıranlara selam olsun. rahmetli'ninde toprağı bol mekanı cennet olsun.